1 Eki 2011

106 Devrilmiş Yıl - Galatasaray



Bundan 106 yıl önce kurulmuş Galatasaray.

Bu süre içinde adını tarihe yazdırmış, kimsenin ulaşamadığı zaferlere ulaşmış, tarihler yazmıştır bu kültür, asalet kaynağı.

Bu süre içerisinde sadece kupa kazanmamıştır tarih yazarı. Bir duruş, bir saygı kazanmıştır. Bir yol çizmiştir önce kendine sonra milletine. Yolunda hep ilerlemiştir en kötü anlarında bile.

Örnektir tüm dünyaya. Vefasıyla meşhurdur. Adının geçtiği yerde asalet vardır.

Pahası yoktur. Satın alınamaz, kullandırtmaz kendini çıkarcı, sahte insanlara. Kuralları vardır. Kurallarıyla yürür. Doğruyu yanlışı ayırır, ayırttırır dik durşuyla.

Grur kaynağıdır. Ülkeye futbolu getirendir. Sahaları çimlendiren, antremanları özelleştirendir. Sistemi, taktiği geliştirendir örnekleriyle, dersleriyle.

Eee koca çınar. 106 yıllık olmuşsun, iyi ki doğmuşsun.

22 Eyl 2011

İyi ki doğdun Lord



Seni liverpool'dan tanıdık. Bir gece ansızın yolun buralara düştü. İşte o zaman girdin kalbimize çıkmamak üzere.

Gönül wizard of oz çıksın yine sami yene büyülesin ister taraftarı,
Gönül futbol aşığı çıksın yine sami yene sevdirsin ister futbolu,
Gönül daddy cool çıksın yine sami yene söyletsin ister adına yazılmış tezahüratları,
Gönül o müthiş solak çıksın yine sami yene asılsın ister 35 metreden, gelişine vursun ister açılan ortalara,
Gönül harry kewell'ı sami yen'de ister sen sami yene ait olduğun için.

Öldü mü lan bu? Adına methiye düzdüm gibi oldu. Ölmemiş doğmuş bugün. İyi ki doğdun lord, seni izlemek büyük zevkti. Umarım bir gün yine buralar dönersin.

3 Eyl 2011

Albert Riera


Tam adı Albert Riera Ortaga'dır.

Gelirken sorularla geldi her zamanki gibi. €3 milyon bonservisi bedeli (ucuz), yine aynı bedel oyuncuya verilecek oyuncuya verilecek yıllık ücret olarak anlaşılmış. Klubün muhasebecileri, ellerinde hesap makineleri, hesap yapmaktadır. Bıraklım şimdi hesabı 1 sene önce İspanya milli formasını giymiş, İngilizlerin Liverpool(40) ve M.City(15) gibi takımlarının formasını giymiş bir oyuncudur kendileri.

Teknik özelliklerinin yanında fiziksel olarak da uygun bir oyuncu olup bize istediğimizi verecektir. Topla giderken sol kanattan yürü be aslanım, sür, vur esliğinde çıkacak topunu oynayacaktır. Terim disiplini ile de piyasadaki eski değerine kavuşacaktır. Hoş geldin aslan.

25 Ağu 2011

Şampiyon Ligi Kuraları



*Trabzon iyi kura çekti bana kalırsa. Bu grup bir üst tura atlanamayacak grup değil. İnter de dahil puan alamayacağı deplasman yok. UEFA'yı garanti görüyorum.

*A grubu çok fena villarreal zayıf kalır gibi.

*Barcelona, Milan için en kötü kuraydı. Kaybedeceği birşey yok yola devam edecektir.

*Arsenal hüsranı, şansıyla bir kaç adım ileri attı. Direkten Şampiyonlar Ligi'ne girdi, kendine göre kuralar çekti. Bu seneyi atlattıkları vakit eski havalarını yakalarlar.

23 Ağu 2011

Oyun Kapandı


Gittikçe saçma bir hal al ligimizdeki futbol daha öncekilere doymadı yenileri için düğmeye bastı. Plansız, programsız, düşüncesiz ve apansız bir şekilde uygulamaya girdi. Klupler fazladan 6 maç ile ne kazanacak bilmiyorum ama oyunculara verecekleri fazladan maç başı paralar ile epey bir ödemesi olacağı açık. Bu tolere edilecek ki Demirören çok sevinçlice bu haberi duyurdu ve ekledi decoder alın diye. Mazallah Lig Tv zarar eder diye.

Galatasaray eksik bulmuş yeni sistemi, karşı durmuştu. Tüpçü buna "Bizce de eksik, herkese göre birşeyler eksik." demiş. Eksikse niye kabul ediyorsunuz? Niye sadece bir klubun sesi çıkıyor bu konuda ve ona da niye çatlak ses olarak muamele yapılıyor?

Bana göre de eksik böyle tam olmadı gibi. Daha fazla gelir için ;
O 4'ün ilk 3 bir play-off daha yapsın sonra 2'si sonra ...


Evet bence de Play-Off, oyun kapandı.

Türkiye'den ilk


Yatırımcılar; futbolcu aldılar, klup aldılar başka ülkelerde. Biz de yeni bir çığır açarak federasyonu sattık, taraftarı sattık, klupleri köle yaptık.

Şimdilerde moda "yayıncı kuruluş forever". Decoder alıp yere düşen futbolumuzu kaldıracakmışız. Önceden klupler kombine alın diye bağırırken şimdilerde decoder alın diyor. Yere düşen ligi süründürüyorsunuz haberiniz yok.

"Hey durun ne oluyor? Ne yapiyorsunuz?" diyen düzen bozan oldu, futbolunuzu bozan oldu. Yanlışı yapana ise helal oldu, cepler doldu.

Nasri de Gitti


Arsenal'in resmi sitesinden M.City ile anlaşıldığını açıklamış.

Wenger'in yastık yorgan oldu. Mezara götürme niyeti var heralde. Bu şekilde başarı gelmeyeceği çok net.

18 Ağu 2011

Mourinho Messi'yi yakaladı



A Mourinho something smelly diye poz vermiş;
Messi'nin maçı 2-1 e getirdiğinde.

Bu arada Ertem Şener nasıl bir fanatikmiş böyle. Real'i yerden yere vurdu. Barcelona iyi güzel de ne ezici oyun oynadı ne de ezici skor aldı.

27 Tem 2011

Kime 3 Maç Verilecek?



Evet hemen hemen herkesin ilk aklına gelen soru olmuştur bu. Zaten disiplin kuruluna itiraz ederler 1 maça düşer oda. Verilseymiş daha iyiymiş. Daha neler göreceğiz neler? Çok eğleneceğiz bu sene anlaşılan çoook!

Ne mi olmuştu? Basın mensuplarını sahadan çıkardılar çekilen fotoğrafı kanalda gösterdiler diye. Güvenliklerle zıtlaştılar sahaya girmeleri haklarıymış gibi. Kale direklerine tırmandılar, maçın ortasında sahayı konser alanına çevirdiler, vs... Ama hazırlık maçıydı haklarını vermemiz gerek şimdi değil mi?

Anderson 'dan Mesaj



M.United'ın Brezilyalı oyuncusu;
"Scholes bana çok şey katan inanılmaz bir oyuncu. Bana göre o dünyanın en iyisi. Benim için boşluğu doldurulamaz."

demiş ve devamında o bölgede oynayabileceği mesajını Sir Ferguson'a yollamış.

Gördüğüm kadarıyla taraftaların çok büyük bir kısmı Anderson'a şans verilmesinden yana. O boşluğu doldurabileceğini savunuyorlar. Ferguson da oyuncusuna güveniyor ki başka transfer yapmayacağız demişti.
Fakat David Gill aynı kanı da olmayacak ki bir kişi daha alınacağının sinyallerini vermişti.Bu doğrulta sezon başından beri Modric, Sneijder ve Nasri gibi isimlere yönelmişlerdi.

Bu konuda Alan Shearer;
"Scholes'un yerini ancak onun kadar özel biri doldurabilir."
demiş Wesley Sneijder'i işaret etmişti.

Ben ilk kısmına katılıyorum. Orada olanın zaten özel olacağı kanaatindeyim. Nihayetinde olsa Sir'ün seçimi.

Cazorla'da Bitti


Günlerden beri dolaşıyor Santi Cazorla transfer haberleri. Beklenen resmen açıklanmış. €20 milyona almışlar 26 yaşındaki oyuncuyu. Transfere doymuyor Arap Şeyhi. Jeremy Toulalan, Ruud van Nistelrooy ve Joaquin Sanchez'den sonra Cazorla. Küçük Real Madrid'in bu sezon neler yapacağını göreceğiz hep birlikte.

26 Tem 2011

Drogba Ayrılmalıydı



Bunu diyen ben değil Efsane Liverpoollu John Barnes'tir.

Çünkü artık eski havasının olmadığını ve arzusunun yitip gittiğini söylemiş. Bu sezon Torres gelene kadar pek etkili değildi ki sezon sonu topun ağzından döndü. Gitmesi nasıl bir yarar getirir sorusunun cevabını da çok güzel vermiş Barnes:
"Drogba iyi bir oyuncu, taraftarın sevgilisi ve bu da onun yedek kalması durumunda Torres'in baskı görecek olması demektir. 33 yaşında, tok bir adamdır heralde Chelsea'nin istediği en son şey."

Balotelli ve Vukuatları



Önce İnter'deyken Milan storede yakalanıp "Ben Milanlıyım." demesi, ardından antrenman yeleği faciasıyla gerek karikatüristlerin çizimlerinde gerekse spor kamuoyunun gündeminde uzun süre yer bulmuştu Balotelli ve zekası(!).

Şimdiyse LA Galaxy ile oynanan maçtaki yaptığı bu şeyle gündemde. Çok başı ağrıyacak yine. Dzeko'yu saha içinde Mancini'yi saha dışında deliye döndürmüştür bu hareketle. Mancini'nin su şisesini yere fırlatması durumun ciddiyetini ortaya koymuş diyebiliriz. Düdük sesinden sonra böyle bir vuruş yaptığını söyledi. Bu onu kurtarır mı göreceğiz.


http://www.youtube.com/watch?v=u9VwVeCgcRs&feature=player_embedded

25 Tem 2011

Ligler 9-10 Eylül'e Kaydı




Bazıları Bank Asya'nın da geç başlaması "Düşecek takımların olduğunun habercisi" demiş. Doğru da söylemiş.

Doğru olan buydu. 17 yanlış TEK doğruyu götüremedi. Türk futboluna "darbe(!)" yaptılar demişlerdi. Oysaki "liderlik" yapıyormuş değil mi?

9 Mar 2011

Yola Devam Barcelona ve Shaktar


Camp Nou'da gülen taraf tabiki Barca oldu. 2 tane Messi 1 tane de Xavi. İniesta'yı da unutmamak lazım çok iyi oyun çıkardı. İlK golü direk hazırladı 3. golde ise pozisyonu üretti desek yalan olmaz. Arsenal şutsuz maçı bitirdi. Golü bile Busquets kendi ağlarına attı. Skor 1-1 iken korkutmadı değil. Hakem imdadımıza yetişti penaltıyı çalıverdi. Ama cidden ezildi bu sefer Gunners. İstatistiklere bakınca anlaşılıyor zaten.



Günün diğer maçında 3-0 gibi net bir skor vardı Ukrayna'da. Luce her yıl takıma birşeyler katıyor, yükseltiyor dereceyi. Oyun stilini sevmesekde başarısına savgımız var. Başarızlığını da görmedik zaten. Goller Hubschman, Willian ve Eduardo'dan geldi. Roma içler acısı.

7 Mar 2011

B. Dortmund ve Diğerleri


Bundesliga'ya bu sene inanasım gelmiyor. Ligde üst sıraları zorlayan 1-2 takıma her ligde rastlıyoruz ama bunlar oraya adeta demir atmış durumdalar. Öyle ki her geçen haftaya oraya ait olduklarını kanıtlıyorlar. En basitinden Hannover 96 daha bu hafta B. Munih'i net bir oyun ve skorla devirdi. Bu da Van Gaal'in dönemini sona erdirdi. Sezon sonu yollar ayrılacak öyle açıklandı.

En ilginciyse Wolsburg, w. Bremen ve Stuttgart'ın aynı anda küme düşmemeye oynaması. Hayır Gs içinde diyorlar ama bunlar gerçekten potanın içindeler. Gör de inanama. Bu 3lüden 2si bu hafta süpriz yapıp kazandılar. Umutlarını sürdürdüler hele ki Stuttgart.

Leverkusen, Hannover, B. Munih ve Mainz hangi avrupa kupasında çekişmesi içinde, ilk 3ü istiyolar. Hannover ve Mainz moralli ve iyi gidiyorlar. Büyük klüplere karşı aldıkları galibiyetlerse bunun kanıtı. Bu yükün altından kalkabilecekmiş gibi. Ama sezona çok iyi başlayan ve iyi bir leverkusen olması bunlardan sadece birine şampiyonlar ligi bileti verecek sanki. Leverkusen Skibbe jenarasyonunun meyvelerini topluyor adeta. Stefan Kiessling, Arturo Vidal, Gonzalo Castro, René Adler, Tranquillo Barnetta gibi oyuncular takımın iskeleti oldu. Üstüne bir Sidney Sam'i ekleyince çok iyi bir takım oluştu. Ondan çok şey bekleniyor.

Bir de Dortmund efsanesi geri mi geliyor ne? Hem de bir Türk'ün, bir türlü yararlanamıyoruz milli takımda, önderliğinde. Harika bir takım oluşturmuşlar. İstikrarlılar ve en önemlisi daha gençler. Sadece 22.5 yaş ortalamasına sahipler. Bu yolda doğru işler yapmaya devam ederlerse eski Dortmund'u izleriz. Tabi bu kadroyu elde tutmakta zor. Ama tüm bunları düşünmüş olmalılar şans eseri bu durumda olacak halleri yok ya. Bundesliga da 12 puanlık avantaja sahipken ipi göğüslememeleri mucize olur ki onlardan liderliği kapıcak kalitede takım bile yok. Bir şekilde kazanmayı bilmeleri, iyi oyunları ve oyuncuları ile yolları açık. Gol yememeleri en önemli özellikleri. Sezon başından beri 14 gol yemişler. Bu kadar golü 2 haftada yiyen var. Biraz insaf dedirtiyorlar adeta. Yolları açık olsun.

Barcelona Rahat



Barcelona-Arsenal 2. maçına kalan süre azaldıkça heyecan artıyor. İlk maç kadar güzel bir maç izler miyiz bilmiyorum ama iyi bir maç olacağı kesin. İlk maçtaki hatayı yapmazlarsa üst turda Barca'yı izlememiz muhtemel. Şöyle şöyle olursa Barcelona, böyle böyle olursa Gunners kazanırın bu maçta bir anlamı yok. Her dakika gol dakikası olabilir. Pique ve Puyol'un olmaması Van Persie yokken bir dezavantaj sayılmaz. Barca her türlü bu turu geçer. Maç öncesi demeçler veren oyunculardan bile belli. Barcelona'nın bana göre zayıf halkası Pedro bile "İlk maçta kazanmayı hakettik, yenilgiyi kabullenemedim. Pozisyon bulan top yapan bizdik kazanan ise onlar. 2. maçta kazanıp yolumuza devam edeceğiz." demiş kontra ataklardan yakınmış. Kendine ve takımına güven söz konusu. En iyisi olduklarının farkındalar. Gunners da farkında ve söylemekten çekinmiyorlar. Nasri "Onlar çok iyiler, süperler, biz de eh işte, kazanma şansımız var. Messi dünyanın en iyi oyuncusu umuyorum ki bizim maçta iyi oynamaz." demiş. İlk maçta yendiğiniz turda bari böyle yapmayın.

Bir de kendi oyunumuzu oynarız, defans yapmayız gibi söylemlere gerek yok. İlk maçta da gördük. Defans yapmak ZORUNDA kalıyorsunuz. Yüklendiğiniz zamanlar maçın kaçta kaçını oluşturuyor? Zaten Barca oyunun %65 inde topa sahip ve atılan gollerde karşı atakların getirisi. Savunmayı önde kurmaları ise beklenenin aksine İngilizlere yaradı ama kötü Katalanlara karşı. Zaten bu maçta o kadar önde kuracaklarını da sanmıyorum. Tur şansını tepmek istemiyorlarsa tabi.

2 Mar 2011

Ümitsiz Miyiz? HAYIR

Sadece favori değiliz.
Tur gelicek mi derseniz gelecek dersem hayal kurmuş olmam ne de olsa her zaman ümidimizi koruduk. Statda olamasak da tv mizin başında olup gol için olumlu düşüncelerimizle pozitif destek olacağız takımımıza. Taraftar budur zaten. Ya da biz mi yanlış biliyoruz?

*Bugünkü maçta ümitliyiz. Neden mi? Türkiye'de maçlar 15 dk'dan ibaret. Bu şu demek:15 dakikalık zaman diliminde atacağınız gollerle maçı kazanabilirsiniz. Mesela İ.B.B - GS maçı. İ.B.B. yaptı biz de yaparız. Yapabilir miyiz ki? Yapamayız sanki. Görelim bakalım.

*Hagi'nin ömrü uzar mı? Uzar sonraki turdaki Bjk maçına kadar hem de. Seneye kalır mı? Aman diyeyim.

*Hakem kim ki? Hmmm o mu? tüh.

*Muhtemel 11'ler şunlarmış:

Galatasaray: Zapata Sabri Cana Servet Çağlar Neill Yekta Culio Kazım Stancu
Baros

Gaziantep: Karcemarskas Elyasa Yalçın Danny İvan Sosa Hürriyet Murat Ceylan
Wagner Popov Cenk

Da Hagi'nin Sabri'yi defansta oynatması hiç olası gelmiyor. Hele ki mevcut kaprisiyle zor. Artık sağ bekde oynatsa inanmam. Bu doğruyu görmesi sizede mi olasılıksız geldi. Öyle demeyin bir ihtimal deyin.

19 Şub 2011

Pele vs Sezer


Maçta son dakikalar. Serbest vuruş kazanıyor Es Es. Sonra kimse beklemezken Sezer Pele'den topu almaya çalışıyor. Pele vermeyince ittiriyor, kaktırıyor, sağına geçiyor olmuyor, soluna geçiyor olmuyor, derken oyuncular araya giriyor daha da uzamadan. Yakın bir yerde değil. Pele kaleye vuruyor Es Es'in galibiyet golü geliyor. Son dakika olduğu için bütün herkes sevincinden çıldırmış, Sezer Öztürk hariç. Takip ettiğim beyendiğim bir oyuncudur Manisa'dan itibaren. Ama böyle olduğunu hiç bilmiyordum. Hırsından gole sevinmediği yetmediği gibi maç sonundaki bu olay hakkında da cevabıyla kimi kandiracaksa? Şöyle demiş: "Kendi performansımdan dolayı çok üzgündüm, sıfır katkım oldu. Frikikte anlaşmazlık oldu ama bunlar olabilecek şeyler. Frikik organizasyonu yapacaktık, hafta için çalışmıştık." Orginazasyon yapıcaksın tamam anladık da hiç öyle bir havan yokmuş açıkcası. Eskişehirspor da frikikler kime ait bilmiyorum ama adam hissetmişse vermek lazım. Hakan Şükür bile Hagi sahadayken frikik attığını bilirim ben. Hatta Kezman vs Alex diyeyim ben siz anlayın.

Buradan videoya ulaşabilirsiniz.

16 Şub 2011

Arsen(al) Wenger-Barcelona


Öncelikle futbolun her türlü oyununu iyi yapan Wenger maça oyuncularını iyi hazırlamış, barcelonayı gevşetmiştir. Bir kere her 2 devreye de iyi başladı Arsenal. Bu bir tesadüf olamaz. Maçtan önceki açıklamalarla Barca yı övdü övdü şimdi de biz o takımı yendik dedi. Yaptığı değişiklikler de maçı çözdürdü takımına. Şunu soktu olarak değil. Çünkü giren oyuncunun vasfı değildi önemli olan. Kötü giden kaderi değiştirmekti. Bentner ne yaptı? Hiç. İyi oynayanlarla kötü oynayanların arasındaki farkı ayırmasını bildi. Burası öenmli. Takımın gol atan oyuncusunu çıkarmadı ya. Onu yapan da var ve sonucunu da aldi kalesinde goller görerek pozisyon bulmakta zorlanarak, bulduklarında sonuçsuz kalarak.

Gelelim müthiş 90 dk'ya. Bunda Arsenal'in payı büyük, açık bir futbol oynadılar. Gerçeği açık oynadılar diye spikerlerden duymadıkları laf kalmadı ama ödülünü de aldılar. Defans çizgisini ceza sahasında kuran Mourinho daha iyiydi? Ona da sövdüydünüz zamanında buna da sövdünüz. Futbolu katletmek istemediler. İlk dakikalarda her 2 tarafta pozisyonlar buldu. Baskılı oynayan Arsenal olsa da gole yakın olan Barca ydı ki gölü de buldular Villa ile Messi'nin ince pası ile. Sonrasın Barca şovu başladı. Durdukmak imkansız. Alınan hazı anlatmak imkansız. Buna karşılık cılız ataklarları vardı Arsenal'in. Öyle ki artık onlar birer yıldız değillermiş gibi yerden yere vuruldular. Fabregas şikeci oldu, Persie basit oldu, Nasri korkak, Wenger kör, vs...

2. yarıya da baskılı başladı Gunners. Pozisyon bulamadı, kaleye gidemedi. Gol olacakmış gibi gelmedi hiç. Tehlike bir tek pozisyon olma olasılığıydı. Barca Alves ile etkili olmaya çalıştı. Zaman zaman Maxwell ile geldi. Pedro yok, İniesta yok sahda sanki. Abidal harikalar yaratıyordu. İlk oyuncu değişikliği ile şok yaşadık. Pedro değilde Villa çıkmıştı. Wenger bir kez daha müdahale edip gol havası oluşturma niyetindeykeni Guardiola iyi giden takımın iyi oyuncusunu, gole en yakın oyuncusunu çıkarıyordu ki Messi bu kadar kötüyken Villa nasıl çıkar anlamadık. Orta saha Keita ile kalabalıklastı ama bu onlara yaramadı. Barca Barca gibi olamadı. Hani bizim basit, defans arkasına koşu yapamayan Van Persie hem kaçtı hem de 0'dan golünü attı. Kaleci hatası orası ayrı. Hata olmasa gol olmaz zaten. Havaya girdi Arsenal ki 4 dk sonra şikeci Fabregas çok güzel bir pasla Nasri'yi kaçırdı. Nasri, zeki, doğru adamı bulmak için bekledi. O da, Arshavin, golü yazdı. Tüyler diken diken. Olmazdı ama oldu. Maçı kazandılar.


Barcelona maçı kazanmamak için neler yaptı?
*Pedro'yu sahada tuttu.
*Villa'yı çıkardı.
*Klasik dünyanın 1 no'lu takımının dizilimini bozu.
*Maç başına 3 gol gibi bir gol makinesinin hucüm yapması kısıtlandı.
*Pedro hala sahadaydı. Alves hala tek başına sağ çizgide.
*Affelay (iyi oyuncudur) transferi yapıldı ki 3lü orta sahada en iyi 6. oyuncu olarak. Buraya Fabregas'ında alınacağı düşünülürse ..


Arsenal kazanmak için neler yaptı?
*Maç öncesi gerekli atmosfer neyse o yapılmaya çalışıldı.
*Çıkan isimlerin maç içi performanslarının kötülüğü iyi sezildi.
*Futbolu katletmeden, mecburen defans yaptı, hucüm yapabildikçe yaptı (karşıdaki Barca olunca ne kadar yapılabilirse). Kontra ataklardan gol bulması mecburi defansın ürünü oldu.

Wilshere'a da değinmemek olmaz. Fizik olarak kuvetli, 2li mücadelelerde başarılı, kondisyonu yüksek, pozisyon almasını gayet iyi, oyunu okuması normalin üstünde kaç tane 19 yaşında oyuncu var ki bu adamı herkesten ayırmayalım? Şu haliyle bile mevkisinin en iyilerinden. Arsenalin ne kadar öenmli atağı varsa nerdeyse hepside vardı direk veya dolaylı yoldan. Sakatlıklarla tanışmazsa futbola renk getirenlerden olacağı kesin.

Not: Barcelonalı oyuncuların maç başlamadan Fabregas'a olan ilgileri güzel görüntülerdendi. Her futbolcu onu bu takımda görmek istiyordu adeta. Dahası maç içinde kardeşini tanımazsın ama Fabregas ile olan dialogları bile farklıydı.

Milan 1-0 Tottenham


Bale'in eksikliği ve son haftada güzel oyunla alınan farklı galibiyet Milan'ın favori gösteriyordu ama bana göre tam bir beraberlik maçıydı. Maçın ilk yarısı bu savı destekliyordu. Milan'ın 2. yarıdaki baskısı gölü getirdi diyebiliriz. Yediği bir kontra da gölü gördü kalesinde. Lennon topu iyi sürüp çalımını basıyor üstüne, Crouch sadece atmak kalıyor dk 80'de. Skoru da korumayı becerince White Hart Lane'de avantajlı olan taraf olacak.




*Maça damgasını vuran isim Gattuso diye geçiyor. Hırs küpü bu adam dayanamayıp eski Milan'lı Tottenham yar. antrenörünün boğazını sıkma, vs. gibi taşkınlıklar yapmış. Nesta yapsa şaşardık.

14 Şub 2011

Savaş mı Kutlama mı?

Bu görüntü Hırvatistan'dan. 100. yılını kutlayan Hajdut Split taraftarlarının orjinal bir meşale şovu. Hayran olmamak elde değil.

Hajduk Split kim mi?
*Hajduk Split Dalmaçya bölgesinin en önemli şehri olan Split şehrinde 13 Şubat 1911 tarihinde bir barda kurulmuştur. Prag'ın iki takımı Sparta Prag ve Slavia Prag arasında oynanan bir futbol maçını izledikten sonra bir barda toplanan Splitli birkaç genç, bir futbol takımı kurmaya karar verirler ve Osmanlılar'a karşı mücadele vermiş olan Hırvat haydutları demek olan "Hajduk" adını benimserler.

1970'li yıllarında altın çağını yaşayan ve ülkesinin en başarılı kulüplerinde olan Hajduk Split, Avrupa Kupaları'nda üç kez en sonu 1995 yılında olmak üzere Avrupua Şampiyon Kulüpler Kupası ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kadar çıktı. Ayrıca 1973'de Kupa Galipleri Kupası'nda ve 1984'de UEFA Kupası'nda yarı finali gördü.

12 Şub 2011

Olacak iş mi?

*Bir hafta önce iyi futbolla ümitlenmişsin, bir beklentiye sokmuşsun taraftarı olmadık bir golle yeniliyorsun bu olacak iş mi? Yenil bakalım taraftarın seni yine de sever ne de olsa.

*Tamam savaşması iyi bir özellik ama baskı var sonuç yok. Gaziantep kötü takım değil tamam ama ona yaptığın presten sonuç alamıyosan ne anladım pres yapmaktan? Bakıyorum 2 kişi basıyor, 3. bakıyor, onun tutması gereken adama top gidiyor, basan kişi ellerini yana açıyor, 3.cüsü bu sefer koşuyor nolcaksa? Bi tanesi de hep koşuyor. Burdan koca bir "NO COMMENT" ona.

*Kaleci, kaleci, kaleci...

*Pas trafiği fena değil hatta iyi.

*Anıl fizik olarak gelişmiş sanki. Umarım Aydın'ın yolundan gitmez. Emre'ye de benzemesin. Bir adım da olsa ileri gitmek lazım ne de olsa.

*Kewell olsun çiçek olsun, umut olsun, güzel olsun.

*Gelişi olay olan ve geldikten sonra "saçma sapan 2. lig yöneticilerinin" karalamaya çalıştıkları oyuncuların en etkili silahlarımız olması ne garip öyle değil mi? Aa bir de Arda vardı yerden yere vurdukları. Yalan, dolan mucidleri sizi. Haksızlık etmeyin sevdikleri de var onların. Bknz Emenike, Karcemaskas (kötü diye demiyorum) anlayana.


*Söyledim size Baros bu takımda 11'e bile giremez! Gol atmak gibi bir hata yapar belki.

*Stancu azmini anlıyorum ama defansa gelip bizim ceza sahasında savunma yapma be hacı. Forvet diye aldık seni. Tamam tamam bi dahaki maça sol çizgi sadece senin olmasın. Sol bek koyarız arkana rahat rahat çıkarsın hücüma.

*Kilit açıcak bir adam var dediler gören oldu mu? Aa o çok suçlu olduğundan kadro dışı kalmış. Bizim disiplinsiz oyuncuyla işimiz olmaz ne de olsa. Çok da disiplinsizdir bilmezsiniz siz.

*Kaybedeceğin bişeyin yoksa neden korkmak korkansın? Halsiyet mi? Onu zaten kaybettin.

Bir yandan da diyorum ki iyi oldu kupada yeneriz belki. Sürekli yenilip duracak halimiz yok ya??

G.Antep 1-0 Gs

Maçın özeti; çekişmeli, 2li mücadele yoğun, pozisyon yok (olanda gol oldu)..

Galatasaray adına Stancu iyi. Ayağındaki topları olumlu kullanıyor. Önde olduğundan kaynaklı olsa gerek geride karşılayan bir Antep var sahada. Popov etkili oynuyor. Gol olacaksa Antep atar. Kaleci yok zaten kalede ne de olsa.

7 Şub 2011

İsim mi Futbol mu?

Öncelikle şunu belirteyim Galatasaray iyi yönetilmiyor. Ama şu var; akşam tv de, sabah her yerde denildiği şekilde değil. Yok efendim Stancu şu fiyata alınmış, bu fiyata falanca takım almamış. Bakın Galatasaray dolandırılmış olabilir, üzerinde çeşitli senaryolar kuruluyor olabilir. Eğer böyleyse yönetim gerekli olanı tez elden yapmalı (yapmıyorlar o ayrı mevzu).

Biz gelelim işin görünen kısmına. "Elano alınmış 7 milyon kusur dolara. Stancu nasıl 5 e alınır?" deniyor. Peki bende soruyorum Elano naptı bugüne kadar? 7 milyonluk bir şey hissettirdi mi? Hayır. E 3 milyonlu bişi hissetirdi mi? Hayır. Aldığımız x oyuncusu bize 3 milyonu oyunu ile ve kumaşı ile de asgari 5 milyonu hissettirdi mi? Evet. Değer vermeyi geçtim takıma faydalı oluyor. Yani isme verilen para oyuna, yarara verilen paradan daha mı mübah? Değil tabiki. Onu bunu bilmem. Eğer faydalı olacaksa 5-7 milyon farketmez. Bizi heyecanlandırsın yeter ki. Kaldı ki 2 maçtır bunu becerebiliyor. Başka bir beklenti varsa söyleyin bilelim.

Heyecan demişken Culio geldi aklıma. Ofansif özellikleri olan savaşçı orta saha özlemi çekiyorduk ya sonunda biticek galiba özlem. Sahada yaptıkları hoşuma gidiyor. Topu olumlu kullanıyor, koşuyor, şut atıyor, topla gidebiliyor. Orta sahanın her yerinde kullanılabiliyor. Daha ne olsun ki?

Bir konu daha var ki değinmek gerek. Misimovic ... Yapılanlar haksızlık. Kazanılması gerekir. Bu adam naptı sanki. Disiplinsizlik mi, gece hayatı mı, yıldız kaprisi mi? Hiç biri. Oynamamışmış. Kim oynadı sanki? Sarp mı, Balta mı, Barış mı, aydın mı, serdar özkan mı? Daha da ileri gidicek olursam Baros mu, Arda mı? Hepsi kadro dışı kalsın o zaman. Başka bir olay var. Yakında çıkar kokusu. Eğer gönderilemez ve affedilirse şaşırmayın.

Bu arada Kewell la her şey çok farklı.

2 Şub 2011

Ara transfer döneminin ardından

Gelenler:
#87 Robinson Zapata:
Söylenecek pek fazla şey yok. Daha iyi bir kaleci alınabilirdi. Bence yabancı kontenjanını doldurmayı gerektirecek kalitede değil. Umarım beni yanıltır. Belki de Romero isminden sonra Zapata'ya bu kadar ön yargılı yaklaşıyorum. Hayırlısı olsun...
***
Doğum Tarihi: 30 Eylül 1978
Geldiği Takım: Steaua Bükreş
Transfer Bedeli: Bedelsiz


#25 Yekta Kurtuluş:
Baba Gündüz “Galatasaray bir his takımıdır. Renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır." derken Yekta gibi renklerine aşık olanları kastetmiştir herhalde. Gerçek bir Galatasaraylı. İddialara köre kombine sahibi, eşine evlenme teklifini "Çıldırın" müziği eşliğinde eden, Galatasaray'a gol attığında sevinemeyen, Hagi futbolu bıraktığında ağlayan... Galatasaray için transfer döneminin en büyük kazancı. Sadece Galatasaraylılığı ile değil oynadığı futbolla da çok önemli bir futbolcu. Ayhan, Barış ve Mustafa Sarp'ın görev yaptığı orta saha için bir iki gömlek üstün. Tek temennim Yekta'nın kanatlarda değil orta sahanın ortasında görev yapması. Zaten üzerine düşeni yapacaktır.
***
Doğum Tarihi: 11 Aralık 1985
Geldiği Takım: Kasımpaşa
Transfer Bedeli: 3.750.000 €


#27 Juan Emmanuel Culio:
Herhalde hiç kimse Culio ismini duyunca memnun olmamıştır. Açıkçası ben olmadım. Kendisi hakkında bilgim yoktu. Biraz araştırdım. 19 yaşında futbola başlamış, daha öncesinde inşaat işçiliği yapıyormuş, CL maçında Roma'ya 2 gol atmış... "Bi cacık olmaz. Hagi'nin listesindeki en ucuz futbolcudur Sezgin de almıştır." dedim. Ama kendisi Beypazarı Şekerspor ve ondan sonraki maçlarda oynadığı futbolla beni göt etmeyi başardı. İnşallah bu oyununu sürdürür...
***
Doğum Tarihi: 30 Ağustos 1983
Geldiği Takım: Cluj
Transfer Bedeli: 2.000.000 €


#80 Kazım Kazım:
İlk defa bir transfere bu kadar sinirlendim. Kazım'ın oynadığı futbol ne olursa olsun fikrim değişmeyecek. Transfer hakkında daha önce bir şeyler yazmıştım. Tekrarlamaya gerek yok.
***
Doğum Tarihi: 26 Ağustos 1986
Geldiği Takım: Fenerbahçe
Transfer Bedeli: Bedelsiz


#28 Bogdan Stancu:
İki sezondur forvet konusunda çok sıkıntı çektik. Ama Stancu ilaç gibi gelecek. Son vuruşlarda Baros kadar etkili olmasa da, topu aldığı zaman rakip kaleye dikine giden, hızlı, adam eksiltebilen bir oyuncu. Çok yerinde bir transfer. Sivas maçında da görev aldığı sürede kumaşını belli etti. Takıma adapte olduğunda hücumdaki en etkili silahımız olacaktır.
***
Doğum Tarihi: 28 Haziran 1987
Geldiği Takım: Steaua Bükreş
Transfer Bedeli: 5.000.000 €


Gidenler:
Ali Turan -> Antalyaspor
Musa Çağıran -> Konyaspor (Kiralık)
Serdar Özkan -> Ankaragücü
Mehmet Batdal -> Konyaspor (Kiralık)

15 Oca 2011

Galatasaray'da kaleci sorunsalı...

Mondrogon'dan sonra kaleci sorununu 4 yıldır bir türlü çözülemedi. İlk sene yerli kaleci denendi Orkun bekleneni karşılamadı. İkinci sene De Sanctis kiralandı. De Sanctis elinden geleni yapar fakat tutamıyacağı top için kılını kıpırdatmaz. Bu yüzden arada homurdanmalar olur fakat aşırı tepki çekmezdi. Bana göre kötü bir kaleci değildi. Bonservisinin alınması gerekirdi. Ama De Sanctis'ten hiçbir artısı olmayan Leo Franco'nun bonservisinin elinde olması nedeniyle geçen sezon kale Leo Franco'ya emanet edildi. Franco o malum şutu kurtaramayınca bu sezon başında sözleşmesi feshedildi. Bu sene de Ufuk ve Aykut olmadı yine kaleci transferi konusu gündemde.

Şu aralar gündemde 3 tane kaleci var. Serdar, Zapata ve Romero. Romero gelcekse eyvallah. 23 yaşında çok yetenekli bir kaleci. Adapte olduğunda 5-6 sene kaleci konusunu tartışmayız. Serdar gelmesin. Bence Aykut'tan fazlası yok. Hele Zapata hiç gelmesin. Boşuna yabancı kontenjanını doldumaya gerek yok. Ama bizim yönetimin bonservisi elinde olan Zapata varken 4-5 milyon € verip Romero'yu alacaklarını sanmıyorum.

4 Oca 2011

Vay başımıza gelenler

Bu nasıl bir tutarsızlıktır? Ulan bu yönetim değil miydi Lincoln'ü, Keita'yı disiplinsiz diye gönderen? Hagi değil miydi Misimovic'i disiplinsiz olduğu için kadro dışı bırakan? Tamam eyvallah disiplinsiz oyuncu istemiyorsunuz. O zaman nerden çıktı bu Kazım? Kim istedi? Kazım'ın oynadığı oyuna, tekniğine oyun bilgisine lafım yok. Yeri gelir kanatta, yeri gelir forvette oynar. İnşallah iyi oynar, takıma faydası olur. Ama bu başarısızlıklar, bu tutarsızlıklar canımı sıkıyor. Basketbol takımının üst üsete kazandığı derbilerin, liderliğinin bile keyfini süremiyoruz...

Ne güzel akşam evimde uzatıp ayaklarımı Galatasaray Dergisi okuyacakken bütün keyfimin içine ettiler. Şu an Yavuz Bingöl'den Turnam'ı dinleyip akşamdan kalan yarım şarabı içiyorum. Tabi bu şarap beni kesmez.

Çekerim turnam sineye, derdi sineye.
Bu yıl bize gülmek haram, belki seneye.
{Yavuz Bingöl/Turnam}