25 Eki 2010

Fenerbahce 0 - 0 Galatasaray

Galibiyet beklediğimden herhalde skor beni hiç memnun etmedi. Ama buna da şükür. Biz dün akşamkinden daha iyi oynadığımız ve Fenerin dün akşamkinden çok daha kötü oynadığımız maçları bile kaybettik.

Galatasaray maça Fenerbahçe'ye göre daha arzulu başladı. İlk 45 dakikanın neredeyse tamamında üstün olan taraftık. Ama bir türlü gol bulamadık. Bunun en büyük nedeni Baros'un eksikliğiydi. Pino santrafor özellikli bir futbolcu olmadığını gösterdi. Zaten dünkü maçta santrafor olarak oynamadı. Kötü oynamadı ama iyi de oynamadı. Elano uzun zamandır forma giymemesine rağmen dün akşam özellikle ilk yarıdaki performansıyla bana göre Galatasaray'ın en iyi iki isminden biriydi (Diğeri Neill). Brezilya milli takımında oynadığı mevkide oynadı ve iyi işler yaptı. Misimovic'ten daha iyi bir performans beklerdim ama 4-5-1-0 dizilişinin solunda bundan daha iyisini de yapamazdı. Ayhan'ın Galatasaray'da oynamasını hala istemiyorum ama hakkını yememek lazım dün akşam iyi oynadı. Fakat Mustafa Sarp için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Onun yerine Barış Özbek daha iyi olabilirdi. Gelelim Cana'ya. Bana göre ilk 11in değişilmez oyuncularından biri olması lazım. Dün akşam elinden geleni yaptı. Maçın iyilerinden biriydi. Hakan Balta bu sezonun en iyi performansını sergiledi. Fenerbahçi'nin kanatları yol geçen hanı gibiydi. Stoch ve Dia'nın savunmaları kötü değil sıfır. Hakan Balta ve Sabri iyi çıkışlar yaptı. Servet o eski Servet değil. Beklenmeyen hatalar yapıyor. Rijkaard'a mana buluyordu ama Rijkaard da gitti bir an önce toparlanması lazım. Neill, Elano ile birlikte bana göre maçın en iyisiydi. Niang'a rahat top oynattırmadı. Savunmada hatasızdı. Fakat bazen sertliğin boyutunu arttırdı. Maçı sarı kartla bitirdiği için şükretmeliyiz. Ayrıca Volkan'ın çıkardığı şut gol olsa maçın tartışmasız yıldızı olurdu. Aykut için söylenecek çok birşey yok. Fenerbahçe'nin pozisyon fakiri olduğu bir maçta hatasız oynadı. ama bu maç bir ölçü olamaz.

Fenerbahçeye gelince, Fenerbahçe'nin en iyi ismi Niang'dı. Gol atmasa bile birşeyler yapmaya çalıştı. İlerde çok yalnız kaldı. Ben en çok kanatlardan korkuyordum ama ne Dia ne de Stoch vasatı aşamadı. Orta sahada Emre-Mehmet ikisi yetmedi. Dia ve Stoch yardım etmeyince orta saha mücadelelerinden galip çıkamadı Fenerbahçe. Caner ve Gökhan'da önlerindeki oyuncuların savunma yönü olmadığından ileri çıkmayı pek tercih etmedi. Yani Fenerbahçe adına fiyaskolar Stoch ve Dia oldu. Stoperleri çok konuşmaya gerek yok. Volkan kalesine gelen topları çıkardı ve hatasızdı.

Son olarak Hagi'ye gelecek olursak Hagi'nin derbi için etkisi mutlaka olmuştur (Tugay ile birlikte). Ama Galatasaray maça teknik direktörsüz bile çıksa göstereceği performans bundan farklı olmazdı. Yani bu oyunu Hagi'ye bağlamak çok doğru olmaz.

24 Eki 2010

Fenerbahçe - Galatasaray

Bugün Hagi ve Tugay'a büyük iş düşüyor. Yerinde bir kadroyla maça çıkarsalar, kenardan yerinde müdehalelerde bulunurlarsa, çok şanssız olmazsak, Fenerbahçe çok şanslı olmazsa maçı kazanacağımızı düşünüyorum. Hagi oraya beraberlik için gidecek biri değil. Oraya galibiyet için gidiyor. Bundan eminim.

Bugün Fenerbahçe maça favori olarak çıkıyor. Galatasaray kötü durumda ama Fenerbahçe de aman aman bir takım değil. Kanat oyuncularına çare bulursak savunmada çok zorlanmayız gibime geliyor. Hatta bugün orta sahanın sağ ve sol kanadında Sabri ve Hakan Balta oynarsa hiç şaşırmam. Bizim kozumuz ise Fenerbahçe'nin defans ve orta sahasının arasındaki mesafenin genişşliği. Elano, Misimoviç gibi oyuncuların en büyük silahlarımız olacağını düşünüyorum. Tek sıkıntımız forvette orda da en iyi seçim Mehmet Batdal olacaktır.

Derbi hakkındaki düşüncelerim bunlar. Çok fazla söylenecek birşey yok. Sonuçta bir derbi maç. Ama iddaadaki orandanda bahsedeyim. 4,20'lik oranın Galatasaraylılar için çok büyük bir mutluluk olması lazım. Bir daha böyle bir oran bulmak zor. Ben bu hafta iddaa oynamayı düşünmüyordum ama oranı görünce dayanamadım. 3te 3 gidiyorum. 4. Maç Dortmund maçı, 5. ise Galatasaray...

Teknik Direktör değişikliği

Uzun zamandır kişisel sebepler nedeniyle çok yoğun olduğumdan bloga uğrayamadım. Ama bugün hazır vakit bulmuşken ve böyle bir derbi öncesi birkaç şey yazayım dedim. Bir aydan fazla süredir pek yazmadığımı düşünürsek konular epey birikti. Ama bugün hepsine yer ayıramıyacağım. Bugünkü gündemin ilk maddesi teknik kadronun değişikliği.

Bu konuda sayın başkanı anlamak mümkün değil. Geçenlerde NTVSpor'da Rijkaard ile ne olursa olsun devam edileceğini ve sezon sonunda sonuç ne olursa olsun sözleşme yenilenileceğini söyleyen başkan değilmiydi. Ne oldu da bugün tam tersini yaptı. Alınan başarısız bir sonuçta adamı kapının önüne koydular. Artık başkanın sözlerine güvenim kalmadı.

Tamam Rijkaard'ın kadro seçimleriyle hepimiz sinir küpüne döndük. Geçen sezonun ilk 6-7 haftası dışında diğer maçlarda (Bazıları hariç.) takımın oynadığı oyundan mutlu değildik kabul. Ama sabretmeyi bildik. Çünkü şunu çok iyi biliyorduk, Rijkaard dünyanın önde gelen teknik direktörlerinden biri. Ama Rijkaard ile başarıyı sağlamak için uzun süre ona katlanmak şart. Çünkü Rijkaard oyuncuya göre sistem yaratan biri değil. Tam aksine sisteme göre oyuncu seçen bir teknik adam. Acaba Rijkaard'ı takımın başına getirenler bunu bilmiyorlarmıydı. Barcelona'da gelen başarının sebebi neydi? Rijkaard takımın başında kalsaydı belki bu akşamki derbiyi kazanamazdık, bu sezon şampiyon olamazdık, ve hatta önümüzdeki sezonda. Ama ne olacaktı. Bir süre sonra takımda Rijkaard'ın kafasındaki sisteme göre oyuncular olacak, alt yapıdan yetişen oyuncular 4-3-3'ü bilecek sistemden yana sıkıntı çekmeyeceklerdi. Yani Rijkaard ile başarıya gitmek için onunla 1-2 senelik değil 4-5 senelik planlar yapmak gerek...

Gelelim Hagi'ye. Yönetimin takımın başına Hagi'yi getirmesinin sebebi derbiyi kazanmak, şampiyon olmak falan değil. İş sadece günü kurtarmaktır. Yönetimin teknik direktörlük için aklında taraftarın sevgilileri olan Fatih Terim, Hakan Şükür ve Hagi vardı. Terim reddedince Hagi takımın başına getirildi. 'Hırsız Hagi' diyenlerin bugün 'I love you Hagi' diyeceğini yönetim çok iyi biliyordu.

Bugünkü derbinin sonucu Galatasaray açısından kötü olursa kimse Hagi'ye birşey söyleyemeyecektir. Nasıl olsa 10 senedir galip gelemiyoruz psikolojisi. Takım çok kötü oynasa bile 'Daha dur yahu adam takımın başına yeni geçti' denecektir. Kazanırsak 'Vay be Hagi'ye bak 10 senelik yenilgi serisine son verdi'. Ama korkarım ki Bülent Korkmaz'ın başına gelenler Hagi'nin başınada gelecektir. Sezon sonunda 'Bu iş böyle yürümeyecek seni ileride tekrar kulübümüzde görmek istiyoruz. Verdiğin hizmetler için teşekkürler' denilip yollanacak ve Galatasaray ile dukusunun tutması ümidiyle yeni bir teknik direktör getirilecektir...

Umarım korktuğum olmaz.

Hagi'nin dokusu Adnan Sezgin'inkiyle uyuşur. Şunu çok iyi biliyorumki asıl mesele teknik direktörün takım ile dokusunun uyuşması değil Sezgin ile uyuşması...

30 Eyl 2010

Bir Türk'ün Kazandığını Görmek



İlk yarıda pozisyon üretmede zorlanan Beşiktaş 2. yarıya da hatalarla başladı. Veli Kavlak sol tarafın altını üstüne getirmekle kalmayıp bir de gol attı. Bu dakika her şey kötüye gidiyordu. Geride boşluklar verdiği gibi pozisyon da bulamıyordu. Üstüne Toraman'dan gelen üst üste hataların sonucu gol olmayınca atamayana atarlar kanunu devreye girip faullü bir gol ile Holosko'yu buldu. Bu dakika maçın kırılma anı oldu. Beşiktaş Ernst ile hucumdaki etkisini artırdı. Hepsinde de Holosko baş aktördü. Bir kez etrafına bakabilse 2 dk de 3.yü atacaklardı ama olmadı. Holosko yapamayınca form da Bobo sahneye çıktı golünü attı. Golün pasını atan Tabata, maçta neredeyse ilk kez ileriye pas attı. O pas da maçtaki ilk ve son olumlu hareketi oldu.

Ülkemizden birilerinin kazanabildiğini görmek gerçekten güzel. Querezma'yı seyredemesek de Ernts'i izlemek büyük keyif verdi. Attığı paslar ile takımına hayat verdi. Baskısı ile savunmasına zaman kazandırdı. Oynadığı ve oynattığı futbol harikaydı. Aurelio da onun yanında sırıtmadı. Daha iyi olacaktır.

Takımda çok kötü diyebileceğimiz 2 oyuncu maçı zora soktu. İbrahim Toraman ve Hilbert. Hilbert'i 27 yaşından sonra sağ beke çekip oraya hemen uyum sağlamasını beklemek hayalpereslik olur. Öyle ki öne geçilen andan itibaren hata yapmadı. İ. Toraman ise pas yapamıyor, müdahaleleri yeterli değil, gereksiz hareketleri var, takımı yavaşlatıyor, pas trafiğini bozuyor. Sadece Hakan'a pas atabilmesi ne kadar aciz olduğunun göstergesi. Zapo'nun oynamamasına bir türlü anlam veremiyorum.

En iyiye gelince spikerin bile her pozisyon sonrası hata beklediği, her duran topta ona laf dokundurduğu ama en kritik 2 pozisyonda (biri 1-0 ken diğeri 2-1 ken maçın sonunda) başarısı ile adeta galibiyeti getirdi.

Şuna değinmeden geçemeyeceğim. Galibiyet yanıltıcı olmasın. Ben rahattım ama beraber izlediğim arkadaşlardan gördüğümü söyleyeceğim. Beşiktaş saç baş yoldurmaya devam ediyor.

Bursaspor Büyük Takım Olma Yolunda (mı?)


Oynamayan ve oynatmayan Rangers'a karşı, ligde oynadığından daha iyi oynayan bir Bursaspor vardı sahada. Özellikle Ergic'in çıkıp İnsua'nın girmesinden sonra. Türkiye'dekinin aksine resmen hakemlerin gazabına uğradı. Bu tür hakem hatalarına Gs, Fb, Bjk alıştı. Ligde üst sıralarda kalmaya devam ederse Bursaspor'da alışacaktır ve en azından bu maçlardan puan ile ayrılacaktır.

Tecrübe eksikliği bir yana 5'li defansa karşı seçilen oyuncular yanlış, değişikliklerse çok yerinde oldu. Bu sonuca etkimese de teknik direktörün bazılarının aksine doğru şeyler yapabildiğini görmek güzel.

Geçen seneki şampiyonluklarını geçtim, bu sene ki namağlup, ful galibiyet ile ligimizin lideri olan takımın, karşıdaki 2002 yıllarının Sturm Graz'ı mantalitesine sahip ve bir tane bile göze batan oyuncusu olmayan Rangers'a yenilgisini hazmedemiyorum.

Bursaspor büyük takım olma yolunda çok mesafe almış ya inanmıyordum şu şampiyonlar ligi maçlarından sonra inandım, tıpkı sıfır çekip döneceğine inandığım gibi. Her büyük takımımız bu zevki yaşıyor.

Volkan'a değinmeden geçemeyeceğim. İzleyenlerde tat bırakan tek oyuncuydu. Sağdan denedi, soldan denedi, ortadan denedi olmadı. Dikkatleri üzerine çektiğine inanıyorum. 'Sercan ne kadar balonsa, ben de o kadar iyi oyuncuyum ve milli takım hakkım.' mesajını herkese yolladı.

Not: Ertuğrul Sağlam'ın çalıştırdığı takımların 2 tane teknik direktörü olsun. Şampiyonlar liginde 2.si yönetsin. Çok başarılı fakat Şampiyonlar liginde şansı tutmuyor. Lanetlenmiş adeta.




Diğer maçlara gelince;
Cüneyt Çakır'ın yönettiği maç olan Rubin Kazan-Barcelona maçı hariç süpriz yoktu. 1-1 biten maçta 2 gol de penaltıdan geldi.

Grup grup maç sonuçları ise şöyle :

-A GRUBU-
Tottenham - Twente...............: 4-1
İnter - Werder Bremen............: 4-0

-B GRUBU-
Hapoel Tel-Aviv - Lyon..........: 1-3
Schalke 04 - Benfica.............: 2-0

-C GRUBU-
Valencia - Manchester United.....: 0-1
Glasgow Rangers - Bursaspor......: 1-0

-D GRUBU-
Rubin Kazan - Barcelona..........: 1-1
Panathinaikos - Kopenhag.........: 0-2

17 Eyl 2010

TV'de Futbol Keyfi

17 Eylül 2010 Cuma
20.00 Trabzonspor-Manisaspor (Lig TV)
21.30 Eintracht Frankfurt- Freiburg (TRT Spor)

18 Eylül 2010 Cumartesi
14.45 Stoke City-West Ham (SPORMAX)
15.00 Mugan-Khazar Lenkoran (İdman TV)
16.00 Akhisar Belediyespor-Denizlispor (TRT1)
17.00 Everton-Newcastle United (SPORMAX, İdman TV)
18.00 Sivasspor-Eskişehirspor (Lig TV)
18.00 Ankaragücü-Kasımpaşaspor (Digi)
19.30 Sunderland-Arsenal (SPORMAX, İdman TV)
20.30 Bucaspor-Galatasaray (Lig TV)
20.30 Antalyaspor-Kayserispor (Digi)
21.00 Sporting Gijon-Athletic Bilbao (NTV Spor, İdman TV)
22.00 Arles-Marsilya (Kanal A)
23.00 Real Sociedad-Real Madrid (NTV Spor)

19 Eylül 2010 Pazar
13.30 Feyenoord-Ajax (Beyaz TV)
13.30 Bari-Cagliari (Fox TV)
15.10 Garabagh-Azal Baku (İdman TV)
15.30 Roda-PSV (Beyaz TV)
15.30 Manchester United-Liverpool (SPORMAX, İdman TV)
16.00 Kartalspor-Samsunspor (TRT 1)
16.00 Mersin İdman Yurdu-Diyarbakırspor (TRT 6)
17.30 Vojvodina-Metalac (RTS Sat)
18.00 Kardemir Karabükspor-Gençlerbirliği (Digi)
18.00 PSG-Rennes (Kanal A)
18.30 Schalke 04-Borussia Dortmund (TRT HD, İdman TV)
19.30 Altay-Karşıyaka (TRT1)
20.00 Fenerbahçe-Beşiktaş (Lig TV)
20.00 İBB-Konyaspor (Digi)
20.00 Athletico Madrid-Barcelona (NTV Spor, İdman TV)
22.00 Bordeaux-Lyon (Kanal A)

20 Eylül Pazartesi
20.00 Gaziantepspor-Bursaspor (Lig TV)

Kaynak: ultrAs/Movement

İdman TV, Azerbaycan kanalı. Maç saatinde şifre girebiliyor. Frekans,Biss vs. internette mevcut.

Galatasaray Eurocup'ta

Geçen seneki forma skandalı yüzünden gidemediğimiz fakat gitmeyi hakettiğimiz Eurocup'tan bugün sevindirici bir haber geldi. İddialara göre Maroussi maddi sıkıntılar yüzünden Eurocup'a katılamayacak. Ve Maroussi'nin yerine Galatasaray CC Eurocup'ta mücadele etme hakkı kazanacak. Maroussi'nin yerine PAOK Eurocup'a direk katılacak. PAOK'un ön elemedeki rakibi Spartak St.Petersburg ile Galatasaray CC mücadele edecek. Yani direk gidemeyeceğiz, ön eleme oynayacağız. Ama bu fırsatı değerlendireceğimize inanıyorum.

İlk maç 29 Eylül'de İstanbul'da, rövanş 6 Ekim'de Rusya'da.

Haberin çıkış kaynağı olan Maliano Blog ve FCN Blog'a teşekkürler.

16 Eyl 2010

Evren Büker kampı terk etti

1. ligin yeni ekiplerinden Medical Park Trabzonspor'da Evren Büker kampı terketti. Sebebi ise yerli oyuncuların henüz ödemelerinin yapılmaması. Konu hakkında Salsa Basket Doğan Hakyemez ile bir görüşme yapmış. Doğan Hakyemez, Evren hakkında şunları söylemiş. "Her kulüpte olabilecek tarzda bir maddi sıkıntı yaşıyoruz ama bunlar çözülecek. Evren kimseye bir şey söylemeden ihtarname çekmiş kulübe. İhtarname dün Düsseldorf maçı esnasında ulaştı elimize. Ve bugün de kampı terketti. Şu andan itibaren hukuki süreç başlayacak ve ne olacağını göreceğiz. Ancak şunu kesin bir dille söyleyebilirim ki: Evren bir daha bu kulübün kapısından giremez. Sözleşmesinde bir çıkış maddesi vardı, ne olur nasıl bir karar çıkar bilmiyorum ama çok da umrumda değil artık. Kendisi bizim için bitmiştir, istediği kulübe gidebilir. Aynı şartlarda mücadele eden arkadaşları var güçleriyle çalışırken onun bu tarz saha dışı detaylara kafasını yoruyor olmasının takdirini ise kamuoyuna bırakıyorum."

Daha ortada resmi birşey yok. Evren hala Trabzonspor'un oyuncusu. Ama bu haber üzerine heyecan oluyor tabi. "Acaba..." diyoruz. "Acaba Evren geri gelir mi?" Umut fakirin ekmeği misali. Daha dün gece yazmıştım Evren'in Galatasaray'dan ayrılıp Trabzon'a gidişi hakkında söylediklerini. (Yeni sezonda Galatasaray CC başlığının altında 2. yorum.) Evren'e o zaman istediği parayı vermeyenler şimdi mi verecek? Yoksa Evren o zaman istediğinin yarısını şimdi kabul edecek mi? İlerleyen günler gösterecek ne olacağını.

Nazar değdirdik

Daha bir kaç post önce yazmıştım Sabri şöyle Sabri böyle diye. Nazar ettik iyi mi? Adam Gaziantepspor maçında sakatlanmış. 3 hafta daha Ali Turan'a kaldı sağ bek.

Resmi siteden yapılan açıklama;
Sabri Sarıoğlu'nun Gaziantepspor maçı sonrasında oluşan ağrıları nedeniyle bugün yapılan tetkikleri sonucunda sol kalça kaslarında kısmi yırtık oluştuğu belirlendi. Tedavisine başlanan Sabri Sarıoğlu'nun yaklaşık 3 hafta forma giymesinin zor olduğu Sağlık Ekibi tarafından belirtildi.
Sabri'nin bir an önce iyileşmesi için dua ediyorum. Ve söz veriyorum bundan sonra Sabri hakkında kötü bir şey söylemeyeceğim. Zamanında o kadar kötüledik adamı. Eee Allah'ın sopası yok. Şimdi Sabri'yi mumla arıyoruz.

15 Eyl 2010

Yeni sezonda Galatasaray CC

Bu sezon beklentim büyük. Artık basketbolda kupa kaldırmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Galatasaray basketbolda bu sezon oldukça iyi bir kadro kurdu. Kadro neredeyse baştan aşağı değişti.

Öncelikle takımın başına Türk basketbolunu çok iyi bilen, Efes Pilsen'i 4 yıl üst üste şampiyon yapmış bir hoca getirildi. Oktay Mahmuti. Hatırlarsınız Galatasaray Murat Özyer takımın başına ilk geçtiğinde (2006-2007) önemli bir ivme kazanmıştı. Bir sezon önce play-out oynayan Galatasaray o sezon normal sezonu 4. bitirmiş, çeyrek finalde Beşiktaş'ı 3-0 ile geçmiş, yarı finalde o sezonun şampiyonu Fenerbahçe Ülker'e elenmişti. Bu sezon Galatasaray'ın Oktay Mahmuti ile daha yüksek bir ivme kazanmasını bekliyorum.

Kadroda köklü değişiklikler yapıldı. Geçen sene oynayan yalnız 2 oyuncu (Radoslav Rancik, Caner Topaloğlu) takımda kaldı. 9 oyuncu (Simas Jasaitis, Evren Büker, Can Akın, Polat Kocaoğlu, Darius Washington, Mike Wilkinson, Tufan Ersöz, Eren Beyaz, Alican Güney) ile yollar ayırılırken bu oyuncuların yerine 9 oyuncuyla (Ermal Kuqo 'Efes Pilsen', Tutku Açık 'Türk Telekom', Melih Mahmutoğlu 'Darüşşafaka CT', Haluk Yıldırım 'Beşiktaş Cola Turka', Sertaç Şanlı 'Genç Telekom', Preston Shumpert 'Efes Pilsen', Taylor Rochestie 'Göttingen', Josh Shipp 'Bornova Bld', Luksa Andric 'Cibona Zagreb') anlaştı. Bunların dışında geçen sene kadroda bulunan fakat forma şansı bulamayan Hüseyin Göksenin Köksal'ın yanı sıra altyapıdan 2 isim (Doğukan Sönmez, Muhammed Baygül) daha kadroya dahil oldu.

Kadroyu geçen seneki ile karşılaştırdığımızda bu sezon başarıyı hedeflemesinin yanında geleceğe verilen önemde ortaya çıkıyor. Takımın yaş ortalaması Haluk Yıldırım hariç 24,2; Haluk Yıldırım ile birlikte 25,2. Kadroda 25,2 yaşın altında 9, üzerinde 5 oyuncu bulunuyor. Takım en yaşlısı tabi ki Haluk Yıldırım. 38 yaşındaki basketbolcu erken bir evlilik yapsa çocuğu takımdaki gençler yaşında olurdu muhtemelen. Şaka bir yana bir tecrübe abidesi. Tecrübesiyle takıma çok şey katacaktır. Oktay Mahmuti'nin Efes Pilsen'de saha içi liderliğini emanet ettiği Nikola Prkacin'in görevini Galatasaray’da Haluk Yıldırım üstlenecek. Takımın diğer tecrübeli isimleri Rancik, Ermal, Tutku ve Shumpert. Rancik’in geçen sezon yaptıkları bu sezon yapacaklarının teminatı. Ermal, kaç sezondur Galatasaray’da görmek istediğim bir oyuncu. Ermal'i Galatasaray formasıyla görmek için sabırsızlanıyorum. Tutku’yu pek sevmem. Rakipken çok canımızı yaktı. Ama Galatasaray formasıyla bir kez izlemek onu sevmeme yetecektir. Shumpert ise ligimizi iyi tanıyan yabancılardan. 2007-2008 sezonunda Beşiktaş Cola Turka’da gösterdiği performanstan sonra 2008-2010 yılları arasında Efes Pilsen’de oynadı. Hücum gücüne ve yüksek yüzdeli şut oranına rağmen savunması yeterli değil. Ve inişli çıkışlı performans sergileyen bir yapısı var. Umarım Galatasaray’da iniş-çıkış değil sadece çıkış yaşar...

Galatasaray Cafe Crown 2010-2011
#4 Joshua Ian Shipp (24)
#5 Doğukan Sönmez (18)
#6 Melih Mahmutoğlu (20)
#7 Hüseyin Göksenin Köksal (19)
#8 Caner Topaloğlu (25)
#9 Preston Shumpert (31)
#10 Taylor Rochestie (25)
#11 Tutku Açık (30)
#12 Luksa Andric (25)
#13 Radoslav Rancik (31)
#14 Haluk Yıldırım (38)
#16 Muhammed Baygül (18)
#19 Sertaç Şanlı (19)
#23 Ermal Kurtoğlu (30)

Coach: Oktay Mahmuti

Bu arada takımı izlemek isteyenler için; bugün 19:30'da SKYTURK'te Galatasaray-Dynamo Moscow maçı var.

EDİT: SKYTURK'te değil GSTV'deymiş...
http://www.hyper.com.tr/?s=415&t=16 bu adreste Skyturk'te gösterileceğini yazıyordu. Fakat şu an DeVeDe Kulak diye bir program var Skyturk'te

EDİT2: Bir karışıklık oldu iki kanal da veriyormuş maçı.

14 Eyl 2010

TV'de Futbol Keyfi

14 Eylül Salı
21.45 Bursaspor – Valencia (STAR TV)
21.45 Barcelona – Panathinaikos (EURO FUTBOL)
21.45 Manchester United – Glasgow Rangers (HD TV SMART)
21.45 Werder Bremen – Tottenham (FUTBOL SMART)

15 Eylül Çarşamba
21.45 Arsenal – Braga (FUTBOL SMART)
21.45 Bayern Münich – Roma (EURO FUTBOL)
21.45 Real Madrid – Ajax (HD TV SMART)

16 Eylül Perşembe
22.05 Beşiktaş – CSKA Sofya (STAR TV)
20.00 Salzburg – Manchester City (EURO FUTBOL)
20.00 Aris – Atletico Madrid (FUTBOL SMART)
22.05 Porto – Rapid Wien (EURO FUTBOL)
22.05 Liverpool – Steau Bükreş (HD TV SMART)
22.05 Sevilla – Paris Saint Germain (FUTBOL SMART)

STSL | Galatasaray 1 : 0 Gaziantepspor

Dün Galatasaray istediğimiz futbolu sergileyememesine rağmen 3 puanı tek golle aldı. Galatasaray maça oldukça tutuk başladı. Galatasaray'da sakatlıktan çıkan ve takıma yeni katılan oyuncuların hazır olmamasının yanı sıra birde aynı kanatta önlü arkalı oynayan oyuncuların (Insua-Kewell ve Ali Turan-Elano) birbiriyle ilk kez oynamasından dolayı aralarında uyumsuzluk vardı. Zaten Ayhan-Mustafa Sarp ikilisinden dolayı hücum organizasyonlarının yükü binecek Misimovic'in de hazır olmamasından ortadan atağa kalkamayan Galatasaray'da birde kanatlarda uyumsuzluk olunca hücumda pek varlık gösteremedi. İlk yarı doğru düzgün pozisyon yoktu. Fakat ikinci yarı Ali Turan-Sabri ve Elano-Aydın değişiklikleri oyuna olumlu yansıdı. Galatasaray bu değişikliklerden sonra Gaziantepspor kalesine daha çabuk gitmeye başladı. İkinci yarının ilk 15 dakikası Galatasaray ilk yarıya nazaran etkili oynadı. Fakat golden sonra yine durakladı. 66'da Kewell'ın yerine oyuna giren Pino sürati ve tekniğiyle ümit verdi. Geldiği günden bu yana sakatlıkla boğuşan oyuncu umarım bir daha sakatlık problemi yaşamaz. Sağ kanat'ın değişilmez oyuncusu olabilecek kapasitede.

Zaman lazım
Her zamanki gibi maça yine tam kadro ve hazır çıkamadık. Hakan Balta ve Arda sakat; Kewell, Elano, Aydın, Pino sakatlıktan yeni kurtuldu; Insua ve Misimovic takıma yeni katıldı... Zannederim Rijkaard 11'i kurarken oldukça zorlanmıştır. Birde sistem değişikliği var. 4-3-3'ten vazgeçen Rijkaard daha çok pas odaklı olan ve Misimovic'i bu pas sisteminin beyni yapacağı 4-2-3-1'e geçiş yaptı. Bütün bunlar üst üste gelince takım tat vermedi. Ama ümit verdi.

Ben deyim orta saha, siz deyin ön libero sorunsalı
Mustafa Sarp ve Ayhan Akman'a bir garezim yok. Sadece oynadıkları futbolu beğenmiyorum. Galatasaray'a da fayda sağlayacağına inanmıyorum. Neymiş efendin Mustafa Sarp o kadar gol atıyormuş, ben ne anlarmışım futboldan. Tamam kardeşim ben futboldan anlamayan biriyim ve Mustafa Sarp ve Ayhan Akman'sız, takır takır pas yapan iyi oynayan Galatasaray istiyorum. Kaybetmesine de razıyım. Yeter ki iyi oynayıp kaybedelim. Bu ikili atak yaparken el freni gibiler. Mustafa Sarp orta sahada gezen bir santrafor edasıyla oynuyor. Arada ileri çıkıp gol atıyor. Ayhan Akman'da o da yok. Cana-Elano oynasın desem o da olmaz. Yabancı kontenjanı... Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
Sabri faktörü
Sabrinin varlığı bir dert yokluğu yara. Şaka bir yana Sabri'siz olmuyor. Sabri bu takımın ben deyim Messi'si, siz deyin Ronaldo'su. Bu maç bir kez daha gördük. Ali Turan'la nereye kadar. Rijkaard'da anladı 2. yarı aldı oyuna. Hemen de faydasını gördük. Sağ kanat birden hızlandı. Sabri bu takımın efsanelerinden biri olcak. BJK'ta deli ibo Galatasaray'da Sabri. İkiside çok küfür yer ama taraftarların en çok sevdiği futbolcuların başında gelirler.

13 Eyl 2010

Teşekkürler 12 Dev Adam

Bizlere bu heyecanı tattırdıkları için devlere minnettarız. Akıttıkları her damla ter için binlerce kez Allah razı olsun. Gümüş madalya alacağımızı şampiyona başlamadan önce söyleseler hepimiz razı olurduk ama millilerimiz bundan önceki maçlarda öyle performans sergilediler ki şampiyon olamamak içimizde ukde kaldı. Son iki maç özellikle Ersan beklenilen çizgide değildi. Ama olsun 70 milyona bu anı yaşattıkları için hepsine sonsuz teşekkürler. Sahada ter döken 12 Dev Adam'a, teknik kadroya, malzemeciye, masöre... Hepsine teşekkürler. Artık bir sonraki şampiyonada ayaklarımız yere daha sağlam basacak ve bundan sonraki şampiyonalarda daha iddialı olacağız...

Taçsız Kral Metin Oktay

Bugün 13 Eylül 2010. Metin Oktay'ın aramızdan ayrılışının 19. yılı. Bizler Taçsız Kral'ı unutmadık, UNUTMAYACAĞIZ. İlerleyen saatlerde vakit buldukça Metin Oktay hakkında bir şeyler yazmaya çalışacağım. Gerçi aşağıdaki şiirden daha iyi anlatabilir miyim bilmem.
Bazen ...
KRAL olmak , taç giymek değildir...
Soyunu sevgiden, unvanı halktan almaktır...
Her doğan bebenin METİN olmasıdır...
Kuşaktan kuşağa akarcasına...

Edip Gürman

9 Eyl 2010

Herkese iyi bayramlar

Herkese iyi bayramlar. Eski bayramların tadı olmasa da Türkiye olarak bu bayram bizim için güzel geçiyor. Önce futbolda Belçika'yı devirip 2'de 2 yaptık. Dün gece de şampiyonanın önemli ekiplerinden Slovenya'yı da saf dışı bıraktık. Helal olsun 12 dev adamımıza. Bizlere Dünya şampiyonasında yarı final sevinci yaşattılar. Ben bu başarıyı bekliyordum. Hatta 2010 Türkiye | Grupların ardından adlı başlıkta kupayı hakettiğimiz yazmıştım. Oynanılan oyunu, mücadeleyi görünce, yanılmadığımı gördüm. Gerçi yarı finalde İspanya ile oynarız demiştim ama şansımıza Sırbistan geldi. Tahminler her zaman tutmayabiliyor :)

12 Dev Adam bu kupanın bana göre favorisi. Bu sıkı savunmanın bize kupayı getireceğine inanıyorum. Sırbistan'ı geçeriz. Finalde de kim olursa olsun sonuna kadar savaşırız. Devlerde bu yürek varken kimse karşımızda duramaz. Yemişim Amerika'yı İspanya'yı...

Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar...

8 Eyl 2010

2012'ye Doğru | Türkiye 3 : 2 Belçika

Millilerimiz 2012 Avrupa Şampiyonası elemeleri 2. maçında Belçika'yı 3-2 mağlup etti. Gollerimizi Hamit (48'), Semih (66') ve Arda (78') atarken, Belçika'nın gollerini Van Buyten (28' ve 69') kaydetti.

Hiddink ilk yarı rakipten çekindiğini sahaya sürdüğü onbirle belli etti. Maça Onur, Sabri, Ömer, Servet, İsmail, Aurelio, Selçuk İnan, Emre, Hamit, Arda ve Tuncay onbiriyle başladık. Defans'ta geçen maçtan farklı olarak sol bekte sakatlanan Hakan Balta'nın yerine İsmail'e görev veren Hiddink, Tuncay'ı tek forvet oynattı. Ön Libero olarak Aurelio, Selçuk İnan ikilisi oynadı. Önlerinde Emre vardı. Arda sol kanat, Hamit sağ kanat olarak görev yaptı. İlk yarıyı Daniel Van Buyten’in golüyle 1-0 yenik kapattık. Kulanılan korner sırasında Servet rakibini tutamadı ve Van Buyten kafayla topu ağlarımıza yolladı. İlk yarıda net bir pozisyonumuz yoktu.

İkinci yarıda Selçuk İnan oyundan çıkarken yerini Semih’e bıraktı. Değişiklikten sonra Emre ve Aurelio orta sahanın ortasında görev aldılar. Semih forvet, Tuncay forvet arkası olarak görev yaptı. Değişiklikten sonra millilerimiz daha etkili oynamaya başladı ve ikinci yarının başlarında (48’) Hamit’in golüyle durumu 1-1’e taşıdı. 64’te Kompany, Hamit’e yaptığı faul sonrası ikinci sarıdan kırmızı kart gördü ve 10 kişi kalan rakip karşısında rahatladık. 66’da sahneye yılların eskitemediği Genç Semih çıktı ve 2-1 öne geçtik. Üstünlüğümüz sadece 3 dakika sürdü. 69’da Van Buyten yine bir kafa golüyle maçı 2-2’ye taşıdı. Mirallas’ın sağ kanattan ortasında Onur boşa çıktı ve Lukaku topu kafayla Van Buyten’in olduğu yere gönderdi ve Van Buyten topu ağlarımıza yolladı. 73’te Sabri’nin yerine oyuna giren Gökhan Gönül 78’te sağ kanattan topu içeri yolladı ve Arda’nın vuruşunda top defansa da çarparak ağlara gitti. Durum 3-2 olduktan sonra Hiddink 82’de Tuncay-Selçuk Şahin değişikliğine gitti. Kalan dakikalarda arada ödümüz bokumuza karışsada gol olmadı ve ikide iki yaptık.

Nöbetçi Golcü
Selçuk-Semih değişikliği maçın kaderini değiştirdi. Nöbetçi Golcü bu maçta da sahneye çıktı. Belki Semih yerine başka bir santrafor girseydi yine aynı şey olabilirdi ama ben maçı kazanmamızda Semih’in katkısının büyük olduğunu düşünüyorum. Bu adam için çok kahvehane muhabbetleri dönüyor. En ilginci ise “Bu çocuğu bilerek yedek bırakıyorlar. Yedek kulübesinde oyunu ve defansın hatalarını çok iyi süzüyor. İkinci yarı oyuna girdiği gibi gol pozisyonuna giriyor.” Ne bileyim inanır oldum bu adamlara. Birde bu kategoriye koyabileceğimiz Hasan Kabze var. O da Galatasaray’dayken ilk onbirde başladığı maçlarda pek varlık gösteremiyordu. Ama sonradan girdiğinde en büyük gol umudumuz oluyordu.

Hiddink & Kontrollü oyun
Hiddink'in mantığına göre 1-0 olsun bizim olsun. Kontollü oyunu seviyor ama bizim başarılarımızda kontrollü oyundan daha çok, yumurta dayanınca Çanakkale Geçilmez’i oynayan defans veya “Allah Allah” nidalarıyla giden bir ordu edasıyla hücum yapan bir takım vardır. İlk yarı 1-0'a razı olan Hiddink ikinci yarı korkak oynamadı ve 3 gol bulduk. Tamam kalemizde de 1 gol gördük ama sen nasıl oynarsan oyna bu tür goller olabilir.

7 Eyl 2010

Kendi kalesine penaltı

Gol Liverpool ile Everton arasında oynanan özel maçtan.
Carragher'in açıklaması ise gol kadar enteresan “Çocukluğumdan beri hayalim Everton adına Liverpool’a gol atmaktı. Bu yüzden penaltıyı ben kullandım.”

5 Eyl 2010

2010 Türkiye | Türkiye 95 - 77 Fransa

Dünya şampiyonasında fire vermeyan devlerimiz Fransa karşısında da iyi oynayarak maçı 95-77 kazandı ve 6'da 6 yaptı. Hidayet 20, Sinan 17 sayıyla skor yükümüzü taşıdılar. Maçın en skorer ismi ise 21 sayıyla oynayan Boris Diaw oldu.

Maça Kerem Tunçeri, Ömer Onan, Hidayet, Ersan ve Ömer Aşık 5'iyle başladık. Maçın ilk basketi Ömer Aşık'tan geldi ve 2-0 öne geçtik. Hidayet'in üçlüğü de gelince 5-0 önde başladık maça. Etkili savunmamızla Fransa'ya rahat basketbol oynatmadık ve ilk çeyreği 19-14 önde kapattık. Fakat gereksiz şutlar kullanmasak fark daha da açılabilirdi.

İkinci çeyrekte ilk çeyreğe nazaran daha iyi oynadık. Sinan ikinci çeyreğin etkili isimlerindendi ve bu çeyrekte bulduğumuz 24 sayının 8'i Sinan'dan geldi. Savunmamızdan vazgeçmedik ve ilk yarıyı 43-28 önde kapattık.

Maç üçüncü çeyrek sonunda koptu. Hidayet ağırlığını koydu, rakibi 17 sayıda tuttuk ve son çeyreğe 71-45 önde girdik. Fakat bu çeyrekte hepimizi üzen Kerem Tunçeri'nin çeyreğin bitimine 5 dakika kala sakatlanması oldu. Umarım ciddi bir şeyi yoktur da önümüzdeki maçlarda takımda yerini alır.

Son çeyrekte fazla süre alamayan oyuncularımızla oynadık. Rahat bir son çeyrek sonunda maçı 95-77 kazandık ve çeyrek finalde Slovenya'nın rakibi olduk. Maç çarşamba akşam 9'da. NTV'de.

Bu maçta da gördük ki biz iyi bir takımız. Ersan oynamasa Hidayet oynuyor, Hido oynamasa Sinan, Sinan oynamasa... Ayrıca savunmamızla rakibi bunaltıyoruz. Böyle devam edersek 12 Eylül'de Sinan Erdem Spor Salonu'nda biz oluruz.

Edit: Salsa Basket'te Kerem Tunçeri'nin durumunun iyi olduğu belirtilmiş...

Bu arada bizim Sabri basketbola başlamış :)

TANITIM | Yenilmez Armada Aşkıyla !

Yenilmez Armada Aşkıyla !

Türkiye'ye bu oyunu getiren ilk kulüp olan Galatasaray tarihindeki başarılara bir yenisi daha eklemek için bu sezon daha fazla hırsla, daha fazla inançla çalışıyor. Türkiye'ye Avrupa'dan kupa getiren takım Galatasaray basketbol şubesi bu sezonda taraftarlarıyla birlikte mücadele ediyor, taraftarını salonlara çağırıyor. Sosyal paylaşım sitesi olan Facebook'ta da basketbol şubesi hakkında yayın yapan Galatasaray Basketbol Şubesi hayran sayfası tüm basketbolseverleri ve Galatasaraylı taraftarları bekliyor.

Temmuz ayından itibaren yayında olan sayfada transfer haberleri, sezon öncesi hazırlık kampları, sezon öncesi hazırlık turnuvaları dahil olmak üzere bir çok konuda okuyucularına ayrıcalık tanıyan Galatasaray Basketbol Şubesi okuyucularını tam anlamıyla doyurmak için çok çalışıyor. Oyuncu analizleri, takım analizleri, sistem analizleri ile birlikte sayfasında okuyucularına takımımızın en son haberlerini, bilgilerini paylaşan Galatasaray Basketbol Şubesi hayran sayfası ekibi taraftarlarıyla daha da büyüyerek Yenilmez Armada'yı geri getireceğine inanıyor.

Sayfanın hayranları basketbol şubesinde olup biten herşeyden haberdar olurken, en yeni, en özel haberlere de ulaşabiliyor. Galatasaray basketbol şubesini dolu dolu yaşayan sayfanın hayranları takımının maç programına, istatistiklerine ve daha bir çok niceliğine ulaşabiliyor.

Liglerin başlamasıyla birlikte sayfanın hayranı olan Galatasaraylı basketbolseverleri bir çok süpriz ve yenilik bekliyor. Sezon içerisinde yapılacak etkinlikler ile maçlara VIP bilet kazanabilir, antremanlara konuk olarak katılabilirsiniz. Zaman zaman yapılacak etkinlikler ile birlikte oyuncularla tanışma fırsatıyla birlikte sezon sonunda imzalı forma kazanma fırsatını yakalayabilirsiniz.

Galatasaray Basketbol Şubesi hayran sayfası'na arkadaşlarınızla birlikte sizde katılın. Türkiye'ye bu oyunu getiren camianın ayrıcalıklarından faydalanın.

4 Eyl 2010

2010 Türkiye | Grupların ardından

Gruplara iyi bir antrenman maçıyla başladık. İlk maçı 86-47 aldık ama bakmayın 39 farka. Eğer Tanjevic 4 uzun diye diretmese fark daha da açılırdı. Neyse canım coach'tan iyi bilecek değiliz basketbolu. Fildişi Sahilleri grubun en zayıf takımıydı ve bizim ayarımıza çok çok uzak. Belki birşeyler denemek istemişti.

İkinci maçımızda çıta biraz daha yükselmişti ve rakip Rusya'ydı. Bu maçta ilk maça göre daha iyi oynayarak sahadan 65-56 galip ayrıldık. Maçı almamızda savunmamızın etkisi büyüktü. (Özellikle 2. çeyrek.) Bu maçta en çok dikkatimi çeken performans Sinan'ınkiydi.

Üçüncü maçta rakip uzun zamandır galip gelemediğimiz komşu Yunanistan'dı. Bizim için prestij maçıydı bu. Türkiye'de düzenlenen şampiyonada da yenilmek koyardı bizlere. Neyse ki maça iyi başladık. Baştan sona üstün sürdürdüğümüz maçı 76-65 kazandık. Fakat bu maçtaki oyundan daha çok dikkatimi çeken Ersan'dı. Mükemmel bir performans sergiledi Ersan. 6'da 6 üçlük, toplamda 26 sayı...

Yunanistan'ı da devirip liderliğe adım adım giderken bir sonraki rakibimiz Porto Riko'ydu. Grup maçlarında en çekişmeli maç oldu bu bizim için. Fark bir türlü açılmadı. Tam çift hanere çıktı ama Porto Riko hızlı oyun ve Ersan'ın o şutu sayesinde dengeledi skoru. O şuta ne ad koyabiliriz bilmem. Sayıdan çok süreyi eritmeye ihtiyacımızın olduğu anlarda içerde kimse yokken ve 24 saniyenin dolmasına daha varken o şutun ne gereği vardı? Boşu boşuna heyecan yaptık. Maçı daha rahat kazanmak varken 79-77'yle kazandık.

Son maç bizim için hiçbir önem taşımıyordu. Liderliğimiz garantiydi. Tanjvic süre alamayan, az süre alan oyuncularımızı oynattı. Çin'i 87-40 yendik.

Grubu nağmalup ve lider olarak bitirdik ve bir sonraki turda Fransa'yla eşleştik. Maç Pazar günü yani yarın akşam 9'da NTV'de.
Tahminim, FRANSA'yı yenip çeyrek finale çıkarız. Daha sonra SLOVENYA ile eşleriz. Hatta onları da yener yarı finalde İSPANYA ile zor bir maç oynarız. Onları da yendikten sonra unutamayağımız bir final maçından sonra ABD'yi eli boş bir şekilde evlerine yollar kupayı alırız. Rakipler değişebilir ama bize final ve kupa çok yakışacak. Ve biz bunu hakediyoruz...

3 Eyl 2010

2012'ye Doğru | Kazakistan 0 : 3 Türkiye

Millilerimiz bugün Kazakistan karşısında beklenen futbolu sergileyemedi. Fakat buna rağmen 3-0 gibi net bir skor almak ve elemelere 3 puanla başlamak hepimizi sevindirdi.

Guus Hiddink sakatlıktan yeni kurtulan Sabri, ilk kez A Milli Takım'a çağırılan 33 yaşındaki Ömer Erdoğan, son haftalarda oldukça formsuz olan Hakan Balta ve Beşiktaşın yeni transferi Aurelio'ya ilk 11'de yer verdi.

İlk net pozisyonumuzu 24. dakikada gole çevirdik. Duran toplar kalemizde tehlike yaratıyorken biz duran toptan golü bulduk. Emre'nin ortasında Ömer Erdoğan iyi yükselerek kafayı vurdu. Takipçiliğini konuşturan Arda'ya ise sadece dokunmak kaldı. Gole kadar sanki sahada birbirini hiç tanımayan 11 kişi var gibiydi. Millilerimiz golden sonra biraz toparlandı. 26. dakikada ise unutamıyacağımız bir gol izledik. Emre'nin kullandığı korner sonrası topa gelişine vuran Hamit Altıntop Türkiye'yi 2-0 öne geçirdi. Kazakistan Onur'u bir türlü geçemedi ve 76'da Nihat skoru belirledi.

NOT: Bir sonraki karşılaşma 7 Eylül Salı 21:45'te Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda Belçika ile. (NTV ve HDen'de.)

31 Ağu 2010

Emiliano Insua

Gece 3 civarı arkadaşımdan mesaj geldi. Emiliano Insua Galatasaray'da diye. Uyku sersemi aklım Federico Insua'ya gitti. Ulan dedim o kadar peşinden koştuk alamadık, Bursa daha yeni aldı herifi hemen çökmüş bizimkiler... Sonra jeton düştü. Emiliano Insua... Liverpool'da oynayan 21 yaşındaki Arjantinli sol bek... Orta saha, stoper, forvet transferi beklerken Hakan Balta'nın kötü performansı, Çağlar'ın sakatlığı, Rijkaard'ın Hakan Balta'yı stoperde oynatma isteği nedeniyle Galatasaray Emiliano Insua ile anlaştı. Satın alma opsiyonuyla birlikte 1 yıllığına kiralandı. İyi bir transfer olmuş. Umarım faydalı olur da bonservisi alınır. Fakat bu transferle ilk 11'i oluşturmak iyice zorlaşacak. Rijkaard'ın işi çok zor. Neill, Insua, Cana, Elano, Misimovic, Pino, Kewell, Baros... Transferin bitmediğini de düşünürsek... Kimler dışarıda kalacak?
Bu arada herkes resmi siteyi bekliyor. Peki resmi site neyi bekliyor?

Zvjezdan Misimovic

Kimdir Misimovic?
Kahramanımız Bosna-Hersek'ten Batı Almanya'ya göçmüş bir ailenin oğlu. 1982 Münih doğumlu. SV Nord Lerchenau, TSV Forstenried, SV Gartenstadt Trudering gibi kulüplerde oynadıktan sonra 2000 yılında Bayern Münih'in yolunu tuttu. 2002-2004 yılları arasında sadece 3 maça çıktı (Rivayet'e göre toplam 12 dakika.) Hal böyle olunca forma şansı bulabileceği bir kulübe yani Bochum'a transfer oldu. 3 yıllık Bochum macerasında 90 maça 21 gol sığdırdı ve bu 3 yılın sonunda sözleşmesini yenilemeyerek Nürnberg'e gitti. Nürnberg'de 28 maçta 10 gol attı ve oynadığı futbolla Felix Magath'ın dikkatini çekti. 2008 yılında Felix Magath'ın teknik direktörü olduğu Wolfsburg'a 4.5 milyon € karşılığında transfer oldu. Buradaki ilk senesinde Djeko ve Grafite ile birlikte iyi bir 3lü oldular ve Wolfsburg'a tarihinin ilk Bundesliga şampiyonluğunu yaşattılar. (Felix Magath'ı da unutmamak lazım.) Aynı zamanda o sene Bundesliga'da asist rekoru kırdı ve hatta ligin en değerli oyuncusu seçildi. Wolfsburg'da oynadığı 62 maçta 16 gol attı.

Ne iş yapar aga?
10 numara topçudur. Ne 9 ne 11 tam 10 numara. Bana kalsa alsınlar Arda'dan 10 numarayı versinler Misimovic'e. El değmişken kaptanlığıda Neill'e verseler... Oh tadından yenmez. Hem Arda'ya 66 daha çok yakışıyor. Biz onu öyle sevdik. Ne güzel taraftar ona o Galatasaray'a aşıkken o gencecik delikanlıya bu kadar yük bindirip bugün taraftarla karşı karşıya gelmesine neden oldular...(Bu konuda yönetime asla kızmıyorum. O zamanlar ben de sevinmiştim kaptanlık ve 10 numaraya.) Neyse konu çok dağıldı. 10 numara işte, hani Hagi ile özdeşleşen 10 numara. Top tekniği çok iyi. Fark yaratabilecek bir oyuncu. Hagi kadar olmaz, olamaz ama yinede çok katkı sağlar takıma. İçkisi sigarası yoktur. Tek kötü özelliği var savunmaya pek yardım etmez. Ayrıca frikik kullanır. Hem de çok iyi kullanır. Ama bizde kullanır mı bilmem. Lincoln' de güya frikikçiydi. Sadece 1 gol atabildi. O da en direk serbest vuruş olduğu için sayılmadı.

NOT: Çok önemli değil ama yine de belirteyim. Misimovic'in Boşnak olduğu söylenir. Boşnak değil. Bosnalı bir Sırp. Ayrıca Boşnaklık için Müslümanlığın da şart olduğunu biliyorum. Yanlışım varsa uyarın...

Resmi site ve KAP henüz açıklamadı ama transfer bitti. Hayırlı uğurlu olsun. Kaliteli bir oyuncu. Umarım takıma adapte olur ve uzun yıllar Galatasaray'a hizmet eder.

EDİT: İçkisi sigarası yoktur demiştim. Buyrun yanıldığımın resmi :)
Resim Sportif Cümleler'den. Photoshop olup olmadığı bilinmiyor...

30 Ağu 2010

28 Ağu 2010

İtalya'nın Sergen Yalçın'ı

Milan İbrahimovic'i satın alma opsiyonu ile birlikte sezon sonuna kadar kiraladı. Milan'ın Barcelona'ya ödeyeceği miktar 24 Milyon €. Satın alma opsiyonundaki bedel ise 60 Milyon €.

EDİT: Ben yanlış anlamışım. Bu sezon bedava kiralıyorlarmış. Gelecek sezondan itibaren ise 3 yıl içinde 24 milyon €. İngilizcem biraz kıttır. Ben Barcelona'nın sitesinden yukarıdaki gibi anladım. Buyrun metnin orjinali ve linki:
Included in the agreement is the option for AC Milan to make the move permanent next summer for a fee of €24 million.

If the option to buy Ibrahimovic is taken up by the Serie A club then that could see FC Barcelona save approximately €60 million.
LİNK: http://www.fcbarcelona.com/web/english/noticies/futbol/temporada10-11/08/28/n100828112606.html

27 Ağu 2010

Hiddink & Kadrosu


Gördüğüm kadarıyla bir çok eleştiri almış Hiddink'in seçtiği kadro. ( Oğuz Çetin'in seçtiği kadro mu desek bilemedim. )

Tamam hatalar yok değil de adam ne yapsın malzeme bu. Yok efendim Hakan Balta çok kötüymüş niye almış. İsmail Köybaşı'ndan başka sol kanat mı vardı ki İsmail de istenilen düzeyde değil. Bizim defansımız her zaman kanayan yara. Stoper mevkisi için de sıkıntı mevcut. Gökhan çok kötü bir seçim buna katılıyorum ama Servet'in istenilmeme durumu biraz kafa karıştırıcı . 3 büyüklerin göbekte bir Servet var bir de İbrahim Toraman ( geçen sene sağ beke konulmuş bi oyuncudur kendileri ) var. Almış ikisini de üstene Ömer'i almış. Kimi alsaydı? Diğer oyuncular kime karşı sınandı da göz doldurdu?

Selçuk Şahin ve Aurelio da soru işaretleri mevcut ama tamamiyle yanlış değil. Alınması ve alınmaması aynı şey.. Ha Sarp, ha Ceyhun Gülselam, ha Ayhan, ha Hüseyin Çimşir. Zerre fark yok aralarında. Hepsi olabilirdi hiç biri olmayabilirdi. Oynayamazlar da zaten yani oynamamaları gerekir Emre, Nuri ve Selçuk İnan varken. Mehmet Topal'ı unutuyordum az daha. Sakattır diye tahmin ediyorum. Umarım süzgece takılmamıştır.

Kadroya bakıp neden eksik diyeceğim 2 oyuncu daha var. Biri Fransa'da hariklar yaratan ve Wenger'in izleme listesine girdiği söylentileri yayılan Mevlüt. Hayır ağim şahım forvetlere sahip olsak alınmasın fakat bu kadroda bulunması gerekliydi eğer seçilmemesi dışında bir engel yoksa. Bir diğeri ise Volkan Şen. Kazım'ı tercih etmiş bu mevki de. Yanlıştır diyemiyorum bu konuda. Seveni de nefret edeni de bol olan Kazım'ın bazen çok yararlı işler yaptığına tanık olduk. Hazır oynuyorken onu kullanmak istemiş olacak Guss Hiddink.

Önemli bir parantez açmak istiyorum. Yok efendim Sabri yerine Serkan Balcı niye alınmamış. Öncelikli olarak Sabri 'milli takım oyuncusudur'. Bu söz öbeğini önemli bir ölçü ( Bu üzerinde tartışılası uzun bir konu olduğundan başka bir başlık altında açıklanması gerekir. ) olmakla beraber Sabri'nin en kötü zamanlarında bile milli takımda neler yaptığı ortada. Serkan bu sanşı zamanında bulmuştu değerlendiremedi. ( Değerlendirip değerlendirememekle ne alakası var diyenler için : bkz Gökhan Gönül )

Tam kadroyu da verelim görmek isteyenler için:

KALECİLER
HAKAN ARIKAN - BEŞİKTAŞ A.Ş.
ONUR RECEP KIVRAK - TRABZONSPOR A.Ş.
SİNAN BOLAT - STANDART LIEGE

SAVUNMA OYUNCULARI
GÖKHAN GÖNÜL - FENERBAHÇE
SABRİ SARIOĞLU - GALATASARAY A.Ş.
ÖMER ERDOĞAN - BURSASPOR
SERVET ÇETİN - GALATASARAY A.Ş.
İBRAHİM TORAMAN - BEŞİKTAŞ A.Ş.
GÖKHAN ZAN - GALATASARAY A.Ş.
HAKAN KADİR BALTA - GALATASARAY A.Ş.
İSMAİL KÖYBAŞI - BEŞİKTAŞ A.Ş.

ORTA SAHA OYUNCULARI
HAMİT ALTINTOP - BAYERN MÜNİH
KAZIM KAZIM - FENERBAHÇE
MEHMET AURELIO - BEŞİKTAŞ
SELÇUK ŞAHİN - FENERBAHÇE
EMRE BELÖZOĞLU - FENERBAHÇE
NURİ ŞAHİN - B.DORTMUND
SELÇUK İNAN - TRABZONSPOR A.Ş.
ARDA TURAN - GALATASARAY A.Ş.
ÖZER HURMACI - FENERBAHÇE

HÜCUM OYUNCULARI
TUNCAY ŞANLI - STOKE CITY
SEMİH ŞENTÜRK - FENERBAHÇE
SERCAN YILDIRIM - BURSASPOR
NİHAT KAHVECİ - BEŞİKTAŞ A.Ş.
HALİL ALTINTOP - E.FRANKFURT

TV'de Futbol Keyfi

27 Ağustos Cuma
20.00 Ankaragücü – Kayserispor (DIGI)
21.00 Gaziantepspor – Konyaspor (LİG TV)
21.30 Kaiserslautern – Bayern Münich (TRT 3)
21.45 Inter – Atletico Madrid – Süper Kupa (KANAL D)

28 Ağustos Cumartesi
14.45 Blackburn – Arsenal (SPORMAX, İdman TV)
16.00 Orduspor – Giresunspor (TRT HABER)
16.30 Schalke – Hannover (TRT 3)
17.00 Chelsea – Stoke City (SPORMAX, İdman TV)
19.30 Manchester United – West Ham (SPORMAX, İdman TV)
20.00 İstanbul Belediye – Kasımpaşa (DIGI)
21.00 Gaziantep Belediye – Denizlispor (TRT 3)
21.00 Malaga – Valencia (NTVSPOR)
21.00 Sivasspor – Bursaspor (LİG TV)
22.00 Bucaspor – Gençlerbirliği (DIGI)
22.00 Caen – Brest (KANAL A)

29 Ağustos Pazar
16.30 Bayer Leverkusen – Mönchengladbach (TRT 3)
17.00 Liverpool – West Bromwich (SPORMAX)
18.00 Aston Villa - Everton (İdman TV)
18.30 Stuttgart – Borussia Dortmund (TRT 3)
20.00 Fenerbahçe – Manisaspor (LİG TV)
20.00 Kardemir Karabük – Beşiktaş (DIGI)
20.00 Racing – Barcelona (NTVSPOR)
21.00 Çaykur Rize – Karşıyaka (TRT 1)
22.00 Bordeaux – Marseille (KANAL A)
22.00 Eskişehirspor – Galatasaray (LİG TV)
22.00 Mallorca – Real Madrid (NTVSPOR)

30 Ağustos Pazartesi
21.00 Antalyaspor – Trabzonspor (LİG TV)
23.00 Atletico Madrid – Sporting Gijon (HD-EN)

kaynak: footballove

İdman TV, Azerbaycan kanalı. Maç saatinde şifre girebiliyor. Frekans,Biss vs. internette mevcut.

CL | En büyükler sahne alıyor.

Avrupa'nın en büyük futbol organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi'nde kuralar çekildi. 32 takımın yer aldığı gruplarda kuşkusuz en dikkat çekici grup ölüm grubu olarak adlandırılan G Grubu oldu. Bursaspor taraftarları ise istedikleri, bekledikleri Real Madrid'e kavuşamadılar. Fakat kavuşamamanın üzüntüsünü değil, sevinçlerini yaşıyorlardır. Keza grupta sadece Madrid değil, Milan ve Ajax'ta bulunuyor. İşte en iyilerin olduğu, şampiyonların olduğu turnuvada kuralar ve gruplar.

Grup A: Inter, Werder Bremen, Tottenham Hotspur, FC Twente
Grup B: Lyon, Benfica, Schalke, Hapoel Tel Aviv
Grup C: Manchester United, Valencia, Rangers, Bursaspor
Grup D: Barcelona, Panathinaikos, Copenhagen, FC Rubin Kazan
Grup E: Bayern Munich, Roma, FC Basel, CFR Cluj
Grup F: Chelsea, Marseille, Spartak Moscow, MSK Zilina
Grup G: AC Milan, Real Madrid, Ajax, Auxerre
Grup H: Arsenal, Shakhtar Donetsk, SC Braga, FK Partizan

Suçlu kim?

Vay be Galatasaray'ı bu hallerde de görecekmişiz. Her sene ligin başında bütün kupalara talibiz diye başlardık. Bu sene ne olduysa oldu. Ligde ilk 2 maçta 2 yenilgi aldık, UEFA'da kıçıkırık Karpaty Lviv'e elendik. Birçoğumuzun bu hafta oynanacak Eskişehirspor maçından bile ümidi yok. Peki bu durumun suçluları kimler?

Futbolcular mı?
Evet! Çalışmalara geç başlamak onların suçu değildi. Ama futbolcu dediğinin de biraz kendisine bakması, sezon başında antrenmanlara hazır olarak çıkması lazım. Ama bakıyoruz kimse hazır değil. Hiçbiri geçen seneki performansına yaklaşamadı. Özellikle Hakan Balta vasat durumda. Türkiyenin en iyi sol beki dediğimiz adam, bu gün Galatasaray formasını hak etmeyen bir futbol oynuyor. Kaç maçtır takımı yakıyor. Hakan Balta ve diğerlerinin bir an önce kendilerine gelmesi lazım.
***
Rijkaard mı?
Kısmen Evet! Hala nerde olduğunun farkında değil. Türk futbolcusunu hala tanıyamamış. Çalışmalar çok geç başladı. Belki Avrupa şartlarında ideal olabilir ama Türk futbolcular için çok geç. Ayrıca sahaya sürdüğü ilk 11ler. Tamam kadro iyi değil. Sakatlıklar çok fazla. Ama yine de bazı oyuncu seçimleri yanlış ve bunlarda hala diretiyor. Örnek Ali Turan. Eğer bu adam sağ bek ise Galatasaray'da işi yok. Neill ona göre çok daha iyi bir sağ bek. Neill'i sağa kaydırıp Ali Turan'ı stopere çekmeyi neden düşünmüyor. Ya da ben mi yanlış düşünüyorum. Neill'i sağa kaydırsa bu kadar kötü olmaz. Stoperde de Ali Turan-Servet veya Gökhan Zan-Servet ikilisi oynar. Milli takımın stoperleri bu ikili. Bir de orta saha konusu var tabi. Mustafa Sarp-Ayhan Akman ikilisinde herkesin gördüğü benim göremediğim ne var bilmem ama bu kadar ısrar edilmemesi gereken bir ikili ondan eminim.
***
Yönetim mi?
Kesinlikle Evet! Galatasaray'ı bu kadroya muhtaç ettiler ya ne diyeyim ki? Transferin son günlerine girmişiz daha hala transfer(ler) yapacaklar. Zaten bu vakitten sonra Xavi ve İniesta'yı getirseler nafile. Sitemim çingene pazarlığını biraz(!) abartan Adnan Sezgin ve Haldun Üstünelin istifasına göz yumup adaşının görevde kalmasına müsade eden Adnan Polat'a. Tam takım iyi yerlere gidiyor. Maddi açıdan düzelecek kulüp derken futbolda üst üste gelen başarısız sonuçlar ve takımın durumu güvenimi iyice sarstı. Gerçi transferin son günü yanlarında İnamoto ayarında biriyle poz verip gönlümüzü alırlar bizim(!)

25 Ağu 2010

Yıl 2000 aylardan Ağustos...

Vay anasını... 10 sene olmuş dile kolay. Daha dün gibi halbuki. Hala unutmuyorum Suat Kaya'nın pozisyonunda penaltı verdiği için o hakeme ettiğim küfürleri, Jardel'in golünden sonra koltuk tepesinde zıplayışımı, Levent Özçelik'in anlatımını...
Başı döndü Real Madrid'in. Fatih içeri doğru sokuldu, Fatih içerde, şut pozisyonu ve Jardeelll... Ve gol, ve gol, ve gol. İşte bu kadar. Kupa bizim, gol bizim! Bu iş buraya kadar. Tebrikler Galatasaray. Tebrikler Galatasaray.
(Maçın tekrarı bu akşam 21.30'da TRT3'te.)

Gruplara 90' kala

Yarın Avrupa'da tamam ya da devam maçları var. Bizleri ilgilendiren ise bu maçlardan dördü.

İlk maçı İnönü Stadı'nda 2-0 kazanan Beşiktaş TSİ 19.45'te Finlandiya'da HJK Helsinki'ye konuk olacak. Rakip Finlandiya Veikkausliiga'da 1. sırada yer alıyor. Fakat oynadığı maçlara baktığımızda korkmaya gerek olmadığını anlayabiliyoruz. Ligde oynadığı son 5 maçta 3 galibiyet, 1 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı. Şampiyonlar Ligi Öneleme Turlarında ise, 1. turda Litvanya'nın Ekranas ekibine deplasmanda 1-0 mağlup oldu ama ikinci maçta 2-0 kazanarak turu atlayan taraf oldu. 2. turda ise Partizan'a iki maçta da (3-0, 1-2) kaybederek elendi. Yani Helsinki kendi liginde 1. olmasına rağmen Beşiktaş'ın kalitesinde değil. Beşiktaş ilk maçtaki skor avantajını da düşünürsek hiç zorlanmadan turu geçecektir.

2. maç ise 20.30'da Avni Aker Stadı'nda Trabzonspor ile Liverpool arasında oynanacak. Liverpool'un Anfield Road'da aldığı 1-0'lık galibiyeti de düşünürsek Liverpool çok şanslı. Ama Trabzonspor'dan da bir sürpriz bekliyorum. Liverpool ile Trabzonspor dışında bir Türk takımı oynasa Liverpool'un turu geçeceğine her şeyine bahse girerdim. Ama Trabzonspor şu sıralar 4 büyükler arasında en iyi durumda olan takım. Ayrıca taraftarın etkisi de çok büyük olacaktır. Şu anda Trabzon halkı bu maça kilitlenmiş durumda. Sorsanız bir çoğu için şampiyonluk kadar önemlidir bu maç. Ayrıca Bursaspor'un şampiyonluğunun ardından prestij kazanma maçı olacaktır Trabzonspor için.

Diğer maç 21.45'te başlayacak olan maçlardan Fenerbahçe-Paok maçı. Fenerbahçe’nin potansiyeli Yunan ekibine gore daha yüksek. Fakat ilk maçta sahada iyi oyun sergileyemedi. Paok’u pek ciddiye almıyorlar desem Young Boys faciasını bu kadar çabuk unutmak mümkün değil. İlk maçtaki 1-0’lık skor Paok için büyük avantaj. Fenerbahçe’nin 1 gol yemesi turu geçmek için en az 3 gol gerektirir. Volkan’ın da oynamama ihtimalini düşünürsek Fernerbahçe’nin işi çok çok zor.

Son maç ise 21.45’te Karpaty Lviv ile Galatasaray arasında oynanacak. İlk maç Galatasaray özellikle ilk yarı oynadığı futbolla galibiyeti hiç haketmedi. Topa daha fazla sahip taraf olmasına rağmen pozisyon bulmakta zorlandı. İkinci yarı ise Kewell ve Baros farkıyla 2-2’lik skorla sahadan ayrıldık. Bu maç ta işimiz kolay olmayacak. Kardomuz zaten çok iyi değil bir de Sabri Sarıoğlu, Juan Pablo Pino, Elano Blumer ve , Harry Kewell’ ın sakatlıklarını düşünürsek baya zorlanırız ama Galatasaray’ın her şeye rağmen bu maçtan yeterli bir skorla ayrılıp gruplara kalacağı kanaatindeyim.

Allah takımlarımızın yardımcısı olsun...

24 Ağu 2010

EPL | Haftanın özeti

Avrupa'da en fazla ilgi gören kuşkusuz iki lig vardır; EPL ve La Liga. Bu hafta ligde oynanılan maçlarda tam 38 gol atıldı. 38 golün 18'inde ise Arsenal, Chelsea ve ligin yeni takımı Newcastle United imzası vardı. İşte EPL'den haftanın olayları, transfer dedikoduları ve özeti.

-Arsenal ikinci haftanın açılış maçında ligin yeni ekibi Blackpool'u evinde ağırladı. Gunners rakip kaleye tam 6 gol sığdırdı. Walcott 3 gol, 1 asist ile Blackpool'u yıkan adam oldu.
-Haftanın bir diğer maçında geçtiğimiz hafta West Bromwich Albion'a 6 gol atan son şampiyon Chelsea aynı tarifeyi Wigan Athletic'e de uyguladı. Deplasmanda rakibi karşısında 6-0lık net skorla ayrılan son şampiyon 2 haftada 12 gol atarken kalesinde hiç gol görmedi.
-Cumartesi günü maçlarında temsilcimiz Tuncay'ın takımı Stoke City evinde ligin güçlü takımlarından Tottenham Hotspurs'a 1-2 kaybetti. Milli oyuncumuz Tuncay Şanlı 62. dakikada Whelan'ın yerine oyuna girdi.
-Pazar gününün ilk maçında lige bu sezon yükselen Newcastle United evinde Aston Villa'yı ağırladı. Siyah beyazlılar ilk yarısını 3-0 önde kapattığı mücadeleden 6-0 galip ayrıldı. Villa'yı yıkan adam ise 3 gol atan Carrol oldu. Aston Villa'da haftaiçi takıma katılan Stephan Ireland 90 dakika forma giydi.
- Günün diğer maçında ise Fulham deplasmanına giden Manchester United sahadan 2-2lik beraberlik ile ayrıldı. Maçta birde penaltıdan yararlanamayan Kırmızı Şeytanlar 10.dakikada attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. Mücadeleye damgasını vuran oyuncusu ise 84. dakikada kendi kalesine, 89. dakikada rakip kaleye gol atan Fulham'lı savunma oyuncusu Hangeland oldu.
- Ve haftanın en önemli maçında Manchester City evinde Liverpool'u ağırladı. Roberto Mancini ve öğrencileri rakiplerini 3-0 mağlup ederken Roy Hodgson düşünceliydi. Haftaiçerisinde oynamayan Gerard ise bu karşılaşmada 90 dakika forma giydi. Liverpool'u yakan adam kuşkusuz 2 gole adını yazdıran Arjantinli Tevez oldu.
- Ligde iki haftada iki galibiyet alan tek takım Chelsea. Kalesinde gol görmeyende..

22 Ağu 2010

Galatasaray'da Transfer Belirsizliği

Lig başladı, UEFA Avrupa Ligi elemelerinde 3 maçı geride bıraktık, önümüzde tamam ya da devam maçı var. Ama hala kardo konusunda bir netlik yok.

Transferin bitimine 10 gün kaldı. 8 Temmuz'da Başkan Adnan Polat "5 de yabancı futbolcu almayı düşünüyoruz" demişti. Bugün ağustosun 22'si ve sadece 2 transfer yapıldı. Lorik Cana ve Pino. Peki diğerleri nerde? Ben transfer manyağı değilim ama sistem ve kadro ortada. Galatasaray'dan her bahsedişimde söylediğim gibi orta sahayı hiç beğenmiyorum. Galatasaray'ın maçlarını izliyoruz. Top yapamıyorlar. Gerektiğinde savunmaya yardım eden, gerektiğinde topu alıp oyun kuracak orta sahamız yok. Topu alan ya sağa dönüyor ya sola dönüyor ya geriye dönüyor ya da topu kaptırıyor. İki metre ilerleyip adam geçecek veya ara pas atacak orta saha mız yok. Bir Elano var onu da kimse beğenmiyor. Oynatmıyorlar, satamıyorlar... Eldeki diğer oyuncular yeterli değil Ayhan Akman takıma pek katkı sağlayamıyor. Mustafa Sarp ve Barış Özbek ne kadar beğenmesemde, adamlar kendilerini yırtıyolar. Çok koşuyorlar, mücadele ediyorlar. Helal olsun ikisine de. Son Lviv maçında Barış'ın oyuna girmesiyle Galatasaray direnç kazandı ve oyunu birden değiştirdi Barış. Ama yine de yetmiyor. İkisinin de kumaşı belli. Box top box oynayacak topçu değiller. Aldıkları topu kanata veren orta sahayla bu iş yürümez. Orta saha dediğin verkaç yapacak, adam geçecek, ara pas atacak. Bu nedenle orta sahaya yabancı transfer(ler) şart. (Bu arada neden yabancı olduğu konusuna da değineyim. Türkiye'de oyunu iki yönlü oynayan kaliteli oyuncu az. Gurbetçilerimizden de çok nadir. Olanları da Galatasaray'a getirmek ciddi maliyet ister. Artık Anadolu takımları kolay kolay futbolcusunu satmıyor. Ancak Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi paraya kıyıp alabiliniyor. Ama bu paralarda az buz birşey değil. Örneğin Mehmet Topuz transferinde ödenen paralarla Fenerbahçe aynı kalitede bir oyuncuyu daha cüzi bir miktara alabilirdi. Veya Gökhan Ünal… Örnekler arttırılabilir tabi. Yabancı isteğimin başka bi sebebi yok.) Ayrıca Sabri'nin yokluğunda anladık ki bir yedek sağ bek lazım. Rijkaard amca Serkan'ı sol bek yaptı. Ali Turan sağ bek falan değil. Kimseyi kandırmayalım. Stoperde de Neill'den vazgeçemiyoruz. Sağ bek oynayacak adam kalmadı. Birde kale sorunsalı var tabi. Ufuk mu? Aykut mu? Yoksa yeni bir kaleci mi karar veremedim. Ufuk'a Aykut'a güvenirken Onur'u 2 maç izleyince insanın kararı nasıl da değişiyor...

20 Ağu 2010

TV'de Futbol Keyfi

20 Ağustos Cuma
21.00 Adanaspor – Mersin İdman Yurdu (TRT 1)
21.00 Kayserispor – Kardemir Karabük (LİG TV)
21.00 Konyaspor – Eskişehirspor (DG 205)
21.30 Bayern Münich – Wolfsburg (TRT 3)

21 Ağustos Cumartesi
16.30 Hoffenheim – Werder Bremen (TRT 3)
17.00 Arsenal – Blackpool (SPORMAX, İdman TV)
19.15 Wigan – Chelsea (SPORMAX, İdman TV)
21.00 Antalyaspor – Sivasspor (DG 205)
21.00 Beşiktaş – İstanbul BŞB (LİG TV)
21.00 Samsunspor – Akhisar Belediye (TRT 3)
22.00 Auxerre – Valenciennes (KANAL A)
23.00 Barcelona – Sevilla (NTVSPOR)

22 Ağustos Pazar
15.30 Newcastle – Aston Villa (SPORMAX)
16.30 Mainz – Stuttgart (TRT 3)
18.00 Fulham – Man. United (SPORMAX, İdman TV)
18.30 Borussia Dortmund – Bayer Leverkusen (TRT 3)
20.00 Gençlerbirliği – Gaziantepspor (DG 205)
21:00 Karşıyaka-Gaziantep BŞB. TRT-1
21.00 Galatasaray – Bursaspor (LİG TV)
22.00 Manisaspor – Ankaragücü (DG 205)
22.00 PSG – Bordeaux (KANAL A)

23 Ağustos Pazartesi
21.00 Kasımpaşa – Bucaspor ( DG 205)
21.00 Trabzonspor – Fenerbahçe (LİG TV)
22.00 Manchester City – Liverpool (SPORMAX, İdman TV ?)

kaynak: Aceto Balsamico

İdman TV, Azerbaycan kanalı. Maç saatinde şifre girebiliyor. Frekans,Biss vs. internette mevcut.

19 Ağu 2010

UEFA | Neyse ki Baros

ilk yarıyı kabus gibi tamamlayan Galatasaray 2.yarıya da aynı başlamıştı. Topa hakim. Arkada yine pozisyonlar verildi. Gole olan ihtiyaç bu riski getirdi. İlk yarıdaki şansı yanında olmayan Karpaty Lviv bulduğu pozisyonları değerlendiremedi.

2. yarındaki en önemli değişilik Kewell'da oldu. Baros ile beraber Kewell da oyunda etkili oldu. Gole kadar bir çok kez orta denedi. İçeri girmeye çabaladı. Takımı tek başına pozisyona soktu.

Takımda iyi bir forvet nelere sebep oluyor hepimize gösterdi Baros. Attığı 2 golle maçı kurtaran adam oldu.

Kaliteli transferler yapmayı bırakın iyi oynayan oyuncular bile şimdilerde rezilleri oynuyor. En başta Hakan Balta. Şimdiye kadar izlediğim en kötü Hakan Balta'ydı. Golde topa hamle yapamadı pas oranı çok düşük hucuma katkı sağlamak istiyor beceremiyor. Bu şekilde devam etmez umarım. Ne kadar alay edilirse edilsin Sabri bu takımın en önemli oyuncularından biri. Sağ kanattan atak yapılamadı. Gerek Ali gerek Serdar çok kötüydü.

Orta saha sorununa değinmeye gerek yok.

Herşeye rağmen turun rahat bir şekilde geleceğine inanıyorum. Şuna da değinmek istiyorum. Karpaty gibi bir takıma karşı Ali Sami Yen'de 2-2 berabere kalıp sevinmek de ayrı bir duygu oldu. Bunu yaşatanlara SAYGILAR ...

18 Ağu 2010

EPL | Birisi Wenger'i durdursun.

Dünyanın neresinde olursanız olun eğer yetenekli iseniz Arsené Wenger sizi buluyor. Arsenal'in deneyimli menajerinin yeni keşfettiği oyuncu 15 yaşında ki Alman Serge Gnarby oldu. Alman temsilcisi VFB Stuttgart altyapısında forma giyen ortasaha oyuncusu Gnarby gelecek yıl Temmuz ayından itibaren Arsenal forması giyecek. Genç oyuncu Ocak ayından itibaren Londra'ya yerleşecek ve burada ki hayata alışmaya çalışacak. Ayrıca Temmuz ayından önce yapılacak olan özel prosedür ile Alman oyuncu Arsenal U18 takımı ile maçlara ve antremanlara çıkacak.

EPL | City durmuyor, durdurulamıyor.

Manchester City transfer döneminde durmak bilmiyor. Arap ailesine geçtiği günden itibaren inanılmaz paralar harcayan mavi-beyazlılar Aston Villa'dan James Milner'ı da renklerine bağlıyor. Milner'ın bonservisine sahip olan Aston Villa'ya 35 milyon euro + Stephan Ireland gibi rededilmesi imkansız bir teklif sunan Manchester City ekibinin ilerleyen günlerde transferi resmi olarak açıklaması bekleniyor.

EPL | Samir Nasri ameliyat oldu.

Arsenal'in Fransız ortasaha oyuncusu Samir Nasri dizinden ameliyat oldu. Geçirdiği menisküs ameliyatı sonrasında yapılan açıklamalar sonrasında genç ortasaha oyuncusu 1 ay sahalardan uzak kalacak. Nasri sezonun ilk maçında Liverpool karşısında muhteşem bir performans ortaya koymuş ve Arsenal'in deplasmanda oyunu domine etmesinde büyük pay sahibi olmuştu.

Cinderella Man

Russell Crowe - Renée Zellweger

Film gerçek bir yaşam öyküsüne dayanıyor. Kahramanımız ise Büyük Buhran dönemlerinde (1929) Amerika'da yaşayan boksör James J. Braddock nam-ı diğer Cinderella Man (Külkedisi Adam).

Braddock çıktığı hiçbir karşılaşmada nakavt olmamıştır. Ama elinin kırılmasından sonra maddi kriz içine girer. Limanlarda amelelik yapmaya başlar. Daha sonra menajeri sayesinde tekrar ringlere döner. Ama aksilikler burada bitmez.

Tüm aksiliklere rağmen mücadeleyi, sabrı ve birbirine sevgiyle bağlı bir aileyi anlatan bu film yarın (19 Ağustos Perşembe) akşam saat 8'de TNT'de. Tekrarı ise aynı gece 01:30'da. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Şiddetle tavsiye ederim.

İMDB puanı: 8/10

17 Ağu 2010

Mesut Resmen Real Madrid'de

Alman Milli Takımı'ndaki diğer topçulardan farklı değil Mesut benim için. Zaten benim bir futbolcuyu sevmem için iyi oynaması tek başına yetmez. Kişilikte önemlidir. Türk Milli Takımı'nda oynama şerefini ilk 11 garantisi verilmediği için kabul etmeyen birini sevmemi kimse beklemesin. Real Madrid'e gittiği için de sevinmedim, sevinemedim... Hatta içimde bir burukluk var. Kendinden sonra gelecek nesil için örnek olabilir. Türk Milli Takımı'nda oynayanların oynadığı kulüpler, Alman Milli Takımı'nda oynayanların oynadığı kulüpler...

Bu arada sözleşme 6 yıllık. Bonservis ücreti 15milyon€, Mesut'a ödenecek rakam ise yıllık 5milyon€.

16 Ağu 2010

Sevdan Olmasa


İlk hafta hiç bier şeyi göstermez veya belirleyici olamaz. Ama şu gerçek ki Galatasaray 3 paun geriden başlayacak. "Takım iyi. Sorun sadece yenilerin alışamaması. Şanssızlık sonucu yenildik." diyebilsek bize yeterdi. Ama hiç umut vermiyor. Bir kere takımda Arda'dan başka kimse yok. Burdaki tüm suç Rijkaard'ı yollayıp onun üstüne yıkılır gibi geliyor. Bence de öyle. Çünkü zamanında(!) yapılan, süper(!) transferlerle lige iyi başlamalıydı. Orta saha gibi alternatifi bol(!) bir bölge de Ayhan, Cana, Sarp gibi oyun kurma ve yaratıcılık özellikleri düşük oyuncuları seçmesi çok yanlış. Rijkaard'ın suçu koca Galatasaray'da gol yollarında etkili Baroş'tan başka futbolcu olmaması. Yönetim napsın(!)

Bırakalım bu seferlik bahsetmeyelim şu yanlış bu yanlış. Arkadaşım takımda oyuncu yok nerdeyse. Bir Sabri'nin yokluğu bile ne kadar hissediliyor. Yarın bir gün Arda olmasa ne olacak düşünmek istemiyorum. Ümit vermiyor. Beklenen, özlenen, hani hep şu adı geçen güzel futbolun alakası yok. Şu haliyle Anadolu takımından tek farkı hala arkasında olan TARAFTARI.

Gerekli transferleri yapın artık. Daha ne bekleniyor? Bu taraftara kaç senedir hak ettiği futbolu, coşkuyu verin.


Yazık...